The Divide

Kıyamet sonrası filmlere bir örnekte The Divide. Ancak bu filme tam anlamıyla kıyamet filmi diyebilir miyiz şüpheli. Ama kıyamet sadece Amerika’nın başına gelenlerle yaşanıyorsa evet bu kıyamettir diyebiliriz. Sonuçta dünya Amerika’dan ibaret. New York’ta büyük ve gizemli bir patlama olmuştur. Apartmanda yaşayan bir grup ise, kapıcı dairesinin altında adamın birinin sığınak gibi düzenlediği yere gidiyorlar.

Olay burada başlıyor. Bir nükleer saldırının olduğunu biliyoruz ama bunun sebebi hakkında hiç bir şey yok. Dışarıdaki nükleer saldırıdan korunmak amacıyla kendi bildiklerini yapıyorlar. Hava alabilecek kapıya bant çekiyorlar. Sürekli aklımda siz oksijeni nereden karşılıyorsunuz sorusu dolanıyor. Film belli konularda size düzgün açıklamalar yapmadığını için sorularınıza karşı tatmin edici cevaplar alamıyorsunuz. Hikayede ve kurguda çok büyük eksiklikler mevcut. Bu da izleyiciyi oldukça rahatsız ediyor.

Film ne amaçla yapılmış onu da anlamak mümkün değil. Tabi ki bir kıyamet sonrasında önemli olan insan psikolojisini ele almaktır ama burada psikolojiyi ele almaktan çok, odaya kapatılmış iki sapığın çektirdiği eziyetlere tanık oluyoruz. Yönetmen bu konuda rahatsız etmek istemişse bunu başarmış. Oyunculuklar genel anlamda başarılı diyebilirim ama senaryo ve kurgudan kaynaklı anlaşılmazlıkları ve kopuklukları gözardı ettirmeye yetmemiş.

Öncelikle film oldukça kısa süre içerisinde geçiyor. Bu süre zarfında, insanların psikolojilerinin değişmesi, Josh ve Mickey karakterlerinin değişimi. Bu değişim ise iktidarı ele geçirmeleri ile oluyor. Marilyn karakterinin ise kızının kaçırılmasını belki de ölümünü hiçe sayıp, grup içerisindeki güçlülerin seks kölesi olması ise ilginç bir ayrıntı. Tabi olanlar içerisinde kimsenin bunlara karşı çıkmaması da cabası. bu kişilerin de esas kızımız olan Eva’ya dokunmamaları ise ayrı bir konu. Kısacası film içerisinde bir çok çelişkiyi barındırıyor. Bu arada hastalıktan susuzluktan ve oksijensizlikten saçları dökülen bu adamlar nasıl tavşan gibi sevişiyorlar ayrı bir konu.

Bu anlattıklarım grup içerisindeki anlaşmazlıkları özetlerken birde dışarıda olup bitenler var. Bir saldırı olmuş, muhtemel nükleer saldırı sonrasında bir grup hayatta kalmış. Bu sırada biz acaba uzaylılar mı diye düşünürken bildiğin insanlar çıkıyor karşımıza. Bu insanlar da Kuzey Koreli’ler. Amerika’nın tek komünist düşmanı onlar kaldı ya oklar çevrilmeye başlandı. Tabi bir Amerikalı dünyaya bedel biliyoruz. Onlar bir güzel mekanlarına inen Korelileri pataklıyor ve korunaklı giysilerini alıyorlar. Daha sonra içlerinden birisi dışarıya çıkıyor. Kapı çevresi özel olarak sarılmış, muhtemel bir laboratuvara gidiyor. Bizim eleman orada da bir kaç Koreli’yi harcadıktan sonra kaçırılan küçük kızı görüyor. Kız bir tüpe konulmuş, ağzında bir şeyler bağlı. Biz bunların neden olduğunu hiç öğrenemiyoruz.

Buradan kaçmak esas kızımız Eva haricinde kimsenin aklına gelmiyor. Plan yapıyor tek tuvalet olan (aslında iki olması gerek) mekandan Korelilerden aldıkları elbise ile kanalizasyona atlıyor ve kaçıyor. Bu arada yerle bir olan New York’u görürken Korelilere rastlamıyoruz nedense.

Kısaca özetlemem gerekirse, iyi başlayan uzun süresi, kendi içerisindeki mantıksızlığı ile insanı sıkan bir film The Divide. Müzikler başarılı, oyunculuklar başarılı ama senaryo, kurgu ve diyaloglardan kaybediyor. Filmin amacı insanı rahatsız etmekse bunu başarmış. Uzun süresi, kendini tekrar eden sahneleri, yer yer izleyicinin sıkılmasına sebep oluyor. Bir şey olacak diye merak ettiren ama bir şey olmayan film The Divide.

Yönetmen: Xavier Gens

Senaryo: Karl MuellerEron Sheean

Oyuncular:

Lauren German
Eva
Michael Biehn
Mickey
Milo Ventimiglia
Josh
Courtney B. Vance
Delvin
Ashton Holmes
Adrien
Rosanna Arquette
Marilyn

Linkler:

http://www.imdb.com/title/tt1535616/

http://www.thedividethemovie.com/

Yorumlar

Siz ne düşünüyorsunuz?