The Final bir şiddet yada korku filmi olmaktan öte Amerikan toplumunda (eğitim sisteminde) güzel ve güçlülerin, zayıf ve çirkinleri hor görmesi ezmesi üzerine eleştiride bulunan bir film. Film bu bağlamda değerlendirilebilir ancak sinemasal açıdan bu eleştiri tam anlamıyla verilememiş. Bunun sebebi diyalogların fazla başarılı olmaması. Bu gibi bir filmde diyalogların işi götürmesi gerekirken çoğu diyalog yetersiz ve yersiz kalmış.
Filme genel hatları ile bakıldığında başarılı bir kurgu da göremiyoruz. Hikayede açıklar mevcut. Öncelikle film ne filmi olmalıydı bunun çelişkisi var. Hiç tanınmayan oyuncularla aslında oyunculuklar olabildiğince iyi olmuş. Hikayenin bir maskeli baloda geçmesi, çekimleri akışı filme b-movie tadı vermiş ancak tam anlamıyla sınıflandırmaya dahil olamamış. İkisinin ortasında başka bir türe ait olmuş.
Giriş sahnesinde bayan bir karakterin gözlerinden görüyoruz dünyayı. Bir kafeye giriyor bu şahıs büyün gözler onun üstünde. Herkes ona kaçamakta olsa bakış atıyor. Sonunda kızımız bu duruma sinirleniyor ve bağırıp sitem ederek masaları yıkıyor. Tüm bu olaylar siyah beyaz ve biz geçmişte olduğunu anlıyoruz.
Lisede büyük bir parti düzenlenmektedi. Çirkin ucube bir grup genç bu partiye davet edilmemiştir. Tabi davet edilmemekle kalmamış, güzel ve güçlü takımının da zorbalığına uğramaktadırlar. Bu bir iki değildir. Sürekli kendilerine saldırıda ve hakarette bulunulmaktadır. Okul onları için artık eziyet olmuştur.
Ezik gençler sürekli bir plandan bahsederler, ancak ayrıntıları vermezler. Parti günü gelir çatar. Bu parti sadece özel davetlilere açıktır. Bu davetlilerde zorba takımı olarak belirlenmiştir. Herkes şehir dışında partinin verileceği eve gider ve eğlenmeye başlarlar. İlk içkilerin sonunda hepsi uyuya kalır.
Uyandıklarında ise her biri birbirlerine zincirlenmiş olarak bulur kendisini. Başlarında da maskeli bir grup insan vardır ve bu insanlar onlara işkence yapmaya başlar. Zincirli grubun içerisindeki onlara yakın davranan bir çocuğu serbest bırakırlar. Ancak bu sorun olur onlar için.
İşkenceler, intikam almalar devam ederken grup kendi kimliklerini açığa çıkarır. Bu sırada şiddetin dozunu ayarlama konsunda da sıkıntı çekerler. Bu arada serbest kalan çocuk yardım için en yakın eve gider. Burada o da bir adam tarafından soyguncu diye şiddet görür. Burada aslında Amerikan toplumunun birbirlerine güvensizliği ve her birinin şiddete olan merakı güzel anlatılmış.
İşkenceler ve ölümler devam eder. Adam çocuğa inandıktan sonra birlikte olay yerine geri dönerler. Bu arada hesaplaşma hala devam etmektedir.
Boş zamanda izlenecek ve yapılacak bir şey kalmadığında izlenebilecek bir film. Şiddet öğeleri emsalleri ile karşılaştırıldığında sönük kalıyor. Korku ve gerilim unsuru ise bu film için sıfır…
Yönetmen: Joey Stewart
Senarist: Jason Kabolati
Oyuncular:
Marc Donato | … |
Dane
|
|
Jascha Washington | … |
Kurtis
|
|
Whitney Hoy | … |
Bridget
|
|
Justin Arnold | … |
Bradley
|
|
Lindsay Seidel | … |
Emily
|
|
Julin | … |
Heather
|
Linkler:
http://www.imdb.com/title/tt1390535/
Siz ne düşünüyorsunuz?