Posta kutuma çok fazla elektronik posta gelmez. Gereksizleri saymıyorum tabi. Geçtiğimiz günlerde bir e-posta geldi ve e-posta The Girl in the Woods adlı kısa film ile ilgiliydi. E-postayı filmin yönetmeni Azeri Tofiq Rzayev. Tofiq Rzayev’in bu ilk kısa filmi değilmiş. Diğer bir filmi bazı festivallerde ödülde almış. The Girl in the Woods ise Türkçe çekilen ve Türk oyuncuların olduğu bir film. Film aile ve arkadaş yardımı ile düşük bütçe ile çekilmiş.
Tofiq Rzayev bir de Türk izleyici gözünden yorum istemiş. Ben de teşekkürlerimi iletip filmi yorumlayacağımı söyledim.
The Girl in the Woods bir kaybolma hikayesi. Mert’in yakın arkadaşı Ali, Mert’e “Beni Bul” diye mesaj atarak ortadan kaybolur. Aradan neredeyse günler geçer ama Ali’den bir ses çıkmaz. Bu arada Ali’nin nişanlısı Ceren’de suçu kendine yükleyerek Ali’yi aramaktadır. Yakın arkadaşı olarak Mert’ten de yardım ister. Mert, Ali’nin son gittiği yerleri araştırır. Ali son dönemlerde ormana doğru tek başına yürüyüş yapmıştır. O da ormana doğru yürümeye başlar.
Ormana vardığında bir kız görür. Kızla muhabbet etmeye başar ve ondan hoşlanır. Ertesi gün yine buluşmak için sözleşirler. Ancak bir gün Mert işleri sebebi ile verdiği sözü tutamaz ve ormana gidemez. Ertesi gün ormana gittiğinde ise kız ona mesafeli hatta oldukça kötü davranmaktadır.
Filmin hikayesi oldukça basit. Aslında daha kayıp haberinin ilk dakikalarında ne olacağını tahmin ediyorsunuz. Hikayenin sonucunu tahmin ettikten aslında ben nasıl bir anlatım olabileceği konusuna odaklandım. Açıkçası ilk dakikalardaki diyaloglar beni biraz sıktı ve kısa film için biraz uzun geldi. Tabi burada güven, aşk, sevgiden bahsedilirken, filmin finalinin altı doldurulmaya çalışılmış. Tabi finalde de bu şekilde bir anlatımın mevcut olması ilk dakikalardaki uzun muhabbetleri sıkıcı hale getirmiş. Sanki hikayede biraz daha fantastik dokunuşlar olsaydı daha iyi olurdu.
Tabi burada değinilmesi gereken bir konuda oyunculuklar. Ben karakterlerin altının çok dolu olmadığını gördüm ama oyuncularda bu konuda pek bir şey katamamış. Gerek Mert karakteri, gerekse Ceren karakteri tatmin edici değil ve bu karakterleri canlandıran oyuncuların oyunculukları da tatmin edici değil. Karakterlerin oynadıkları çok belli bu izleme açısından da sıkıntı çıkartıyor. Muhtemelen filmin ilk dakikalarında diyalogların sıkıcı hal alma sebebi de bu oyunculuklar.
Ancak film ikinci yarısından sonra yani Mert ormana gelip ormandaki kızla tanışınca film hem oyunculuk hemde izlenme bakımından farklı bir hal alıyor. Ormandaki kızın oyunculuğu diğerlerinden kat kat iyi ve hikayeye bağlı kalmamızı sağlıyor. Hatta film burada başlıyor diyebilirim. Hikayenin finalinden çok, finaldeki monologu izlenebilir kılan da finaldeki bu oyunculuk.
Hikayeye ve oyunculuklara değindikten sonra birazda teknik açıdan filmi ele alayım. Ben filmin kamera açılarını ve yönetimini sevdim. Bu filmin izlenmesini kolaylaştırıyor, uzun diyaloglarda izleyicinin sıkılmamasını sağlıyor. Düşük bütçeye rağmen ışık kullanımı iyiydi. Bir şeyleri görmek için zorlanmıyorsunuz. Zaman zaman ses miksajında sıkıntı duysam da bu düşük bütçeli bir film için normal, hatta normalin üstünde bir kaliteye sahipti diyebilirim. Filmin beğendiğim diğer bir yanı da müzikleri ve müzik kullanımı. Finaldeki müzik oldukça güzeldi.
Genel olarak baktığımda başarılı bir kısa film gördüm karşımda. Anlatmak istediğini anlatmış. Belki biraz daha kısa olabilirdi, belki biraz daha hareketli ama yönetmen bunu tercih etmiş. Bu arada oyuncular, Kıbrıs Devlet Tiyatrosu öğrencisiymiş.
Yönetmen Senaryo: Tofiq Rzayev
Oyuncular:
Deniz Aslim | … |
Mert
|
|
Cevahir Casgir | … |
Girl in the Woods
|
|
Gizem Aybike Sahin | … |
Ceren
|
|
Mehmet Samer | … |
Cem
|
Linkler:
Siz ne düşünüyorsunuz?