The Hobbit: The Battle of the Five Armies

İlk iki filmi IMAX’de izlemiştim. Bu film için de IMAX planları yeni çıktığını gördüğüm ses sistemi Dolby Atmos’u bu kez tercih olarak kullandım. Bu vesile ile Dolby Atmos’u da bu test etmiş olacaktım. Aslında ben pek bir fark alamadım seste. Benden midir izlediğim salondan mıdır bilmedim. Bu sırada filmi Özdilek Park CineTime sinemalarında izlediğimi belirtmek isterim. Temiz güzel bir salondu. Koltuk düzeni biraz perdeyi görmeyi engellese de rahattı. Perde salona göre küçük kalıyordu kanımca. Biraz daha büyük bir perde daha iyi iş görürdü. He zaman olduğu gibi bilinçsiz izleyicilerde mevcuttu filmde. Film ortasında geyik yapanları mı ararsınız, cep telefonu ile konuşanları mı, şapır şupur yeyip içenleri mi? Biz bilmiyoruz bu işi arkadaş. Seyircimiz daha olmamış, Türk sinemamız nasıl olsun. Neyse.

Hobbit: Beş Ordunun Savaşı içinde The Hobbit: The Desolation of Smaug‘da yazdığım cümle ile başlamak istiyorum:

Aslında Hobbit: Smaug’un Çorak Toprakları hakkında ne yazsam bilmiyorum aslında seri düşüncelerimi The Hobbit: An Unexpected Journey yazımda yazmışım. Açıkçası filmde beni çok şaşırtan bir şeyle de karşılaşmadım. Ancak bir önceki yazımda ikinci filmin daha iyi olacağını düşündüğümü söylemiştim lakin bu konuda yanılmışım. İlk film aksiyon açısından daha iyiydi.

Ayını düşünceleri Hobbit: Beş Ordunun Savaşı içinde paylaşmaktayım. İlk film serinin en iyisi diyebilirim. Sonrası için bir hikaye olmadığından son iki film sadece ilk finallerinin olması gerektiği kanısındayım. Yani bu üç film rahatlıkla tek film olup daha iyi bir şekilde karşımıza çıkabilirdi.

Hobbit: Beş Ordunun Savaşı’nda da aslında bir ana hikaye yoktu. Bu sebepten dolayı boş bir film izlemiş gibi hissettim kendimi. Sadece bir filmi doldurmak için süreleri uzatılmış diyaloglar ve sahneler vardı. Bilhassa ilk filmden itibaren taktığım Elf – Cüce akı bu filmde zirve yapıyor ve üstüne üstlük film gerçek aşk nidaları ile birden romantik filmlere taş çıkarmaz hale geliyordu. Bu filmin en büyük kısmını oluşturan diğer bölümlerden eksik kalan savaş sahneleriydi. Beş Ordunun Savaşı gibi büyük umut getiren bir isimle ortaya çıkan film savaş sahneleri ile aslında Yüzüklerin Efendisinin (bu arada filmi yazmadığımı fark ettim) çok çok altında kalmış. Açıkçası daha iyi bir savaş sahnesi beklerdim.

Hobbit: Beş Ordunun Savaşı beni pek tatmin etmedi. Her zaman söylediğim gibi bunun sebebi bir kitabın üç film yapılmaya çalışılmasıydı. Sanki biraz da bu film gişeye oynamak amaçlı yapılmıştı. Ben film üzerinde Yüzüklerin Efendisi kadar oturulup düşünüldüğünü, düşünmüyorum. Ama yine de orta dünyayı izlemek gerçekten mükemmel bir histi. Zaman zaman tüm bu savaşlarına, olaylarına rağmen keşke orada yaşasam demeden edemedim. Bu film aynı zamanda ‘ın son Ortadünya filmi. Artık elini ayağını çekiyor bu dünyadan. Üzüldüğümü belirtmeliyim. Bakalım bu zorlu işe Peter Jackson gibi girecek başka bir babayiğit çıkacak mı?

Film görsel olarak belki diğer filmlerin üzerine çıkıyordu ama verdiği haz diğer filmler kadar yoktu. Bunlara Yüzüklerin Efendisi’ni de ekleyerek konuşuyorum. Dedim ya filmde bir hikaye yoktu diye olan da zaten ucu açık kalıyordu. İki seri boyunca tek derdimiz arkentaşıydı. Uğruna yüzlerce, binlerce can gitti ama filmin finalinde ne olduğunu bir türlü öğrenemedik. Daha büyük sorunumuz yine üzerine basarak söyleyeceğim Elf ile Cücenin aşkı daha ön plandaydı.

Oyunculuklar, müzikler, teknik ekip, görsellik yine çok iyiyi. Bence filmin çok 3D olmasına da gerek yoktu. Yine söylüyorum, kıl mı kaptım bilmem ama gözüme takılan sürekli Evangeline Lilly oldu. Senden Elf olmaz be güzelim. Neyse ki Cate Blanchett vardı da bize Elf’in ne olduğunu yine hatırlattı. Şimdi düşündüm de acaba Peter Jackson Tauriel’li bir Elf – Cüce melezi olarak düşündü de ondan bu aşk hikayesine bu denli odaklandı acaba. Neyse aklımda böyle sorular.

Filmi biraz daha toparlamak gerekirse, diğer filmlere beni çok tatmine etmediğini söylemeliyim. Yine de Ortadünya’yı izlemek keyifti. Bir daha izleyemeyeceğimi düşünmek ise üzdü beni. Filmin sonunda hikayenin Yüzüklerin Efendisine bağlanması da serinin bu filminin DVD’si piyasaya düştüğünde ilk filmden başlayarak Yüzüklerin Efendisi ile finale kadar altı filmin ardarda izlenmesini farz kıldı. Sanıyorum o zaman bir şeyleri bir arada görmek büyük bir tatmin olacak.

Ortadünya’nın son filmini izleyin derim.

Yönetmen: Peter Jackson

Senaryo: Fran WalshPhilippa BoyensPeter JacksonGuillermo del ToroJ.R.R. Tolkien (Hobbit Kitap)

Oyuncular:

Ian McKellen
Gandalf
Martin Freeman
Bilbo Baggins
Richard Armitage
Thorin
Ken Stott
Balin
Graham McTavish
Dwalin
William Kircher
Bifur

Linkler:

http://www.thehobbit.com/

http://www.imdb.com/title/tt2310332/


Yorumlar

Siz ne düşünüyorsunuz?