The Kids are All Right / İki Kadın Bir Erkek

Festivalin iyi filmlerinden Oscar’ın ise sönük filmlerinden The Kids are All Right. Zaten Oscar’dan başarı çıkmasını beklemek bu film için büyük bir mucize olurdu. Gerçi nasıl oldu da aday oldu o da ayrı bir konu.

Film konusu bakımından da oldukça ilginç. Bu ilginçlik işleniş, senaryo, oyunculuk ve yönetimle de üst düzeye çıkmış. Lezbiyen bir ailenin hayatlarına göz atıyor. Jules ve Nic, Joni ve Laser adlarında iki çocuğa sahiptirler. Kaliforniya’da yaşamaktadırlar. İki kadın, sperm bağışı yoluyla hamile kalmış. Joni, 18 yaşına gelmiş liseyi bitirmiş yakın zamanda üniversiteye başlayacaktır. Kardeşi Laser ise 15 yaşındadır. Laser donörlerinin kim olduğunu merak etmektedir. Joni kardeşine yardımcı olur ve donörleirni bulur. Öncelikle bunlardan annelerine bahsetmezler.

Joni ise kötü bir çocuk ile arkadaşlık etmektedir. Anneleri bunun önüne geçmek için adım atarlar ancak öğrenmek istedikleri aslında oğullarının gay olup olmadığıdır. Her na kadar bu konuya ön yargılı yaklaşmamaya çalışsalar da bir nebze olsun tedirginliği hissedebiliyorsunuz. Bu sebepten dolayı da Joni annelerine donörleri ile buluştuğunu söyler.

Jules ve Nic çocuklarının bu merakını haklı bulur. Bu adamın kim ve nasıl biri olduğunu öğrenmek için onunla tanışırlar. İster istemez çocukların biyolojik babaları Paul’de aileye katılmıştır. Tabi bu kişinin varlığı bu iyi gibi görünen çekirdek ailenin düzenini bozar. Her bir karakter, ailesini ve yaşantılarını sorgulamaya başlar. Filmde çevresel faktörleri pek göremiyoruz ancak Joni ve Laser’in arkadaşlarının tepkilerine bakarsak her biri bu durumu kabullenmiş durumda. Hatta ailede yaşayan çocuklardan daha fazla.

Aile hayatında erkeğin rolü tartışılmaz elbet. Filmde bu vurgulanmış. Nic karakteri çalışan evin geçimini, tüm yükünü sırtlamıştır. Bunu kendine bir görev olarak görür. Bunlar zaten diyaloglar arasında tartışılan şeylerdir. Nic otoriter rolünde evinde eşini bekleyen bir ilişki istemesi sebebi ile Jules’u de pek çalıştırmamıştır. Ancak çocukların da büyümesi ile birlikte, Jules peyzaj işine soyunur. Paul ise organik sebze işindedir yeni aldığı bahçenin düzenlenmesi için Jules’tan yardım ister.

Nic bu işe pek sıcak davranmaz. Ailesi bu adamın ortaya çıkması ile birlikte her şeyi sorgular olmuştur. Ancak bir şey de diyemez. Jules, Paul ile birlikte çalışmaya başlar. Aralarında da bir yakınlık olmuştur. Bir kaç kez birlikte olurlar. Nic ise hiç anlaşamadığı Paul’u tanımak, ailesini de bir arada tutmak için, Paul’e yemek yemeye giderler. Ancak Nic tuvalete gittiğinde, banyoda Jules’in saçlarını görür ve Paul’un yatak odasında da tokasını. Nic, Paul’un kendisini aldattığını anlamıştır.

İkisi yatak odalarında durumu konuşurken, çocuklarda durumu öğrenir.Bu durum Paul’un durumunu çocuklar önünde değiştirir. Onu güvenilir biri olarak görmezler. Ancak bu olaya Laser’in tepkisi erkek olması sebebi ile normaldir. Joni ise en sert tepkiyi gösterendir. Bu aile Julesun evlilik hakkında konuşması ile kurtulur. Tabi Joni’nin üniversiteye gitmek için evden ayrılması ile de orantılıdır.

Aslında anlatılamayacak, ince noktaların başarı ile ekrana yansıtıldığı bir film. Kim olursa olsun, ne olursa olsun aile denen yapının ne olması gerektiğini, evliliğin insanlar üzerine bindirdiği o yükü başarılı bir şekilde yansıtmış. Kesinlikle izlenmesi gerekli bir film.

Yönetmen: Lisa Cholodenko

Senaryo: Lisa CholodenkoStuart Blumberg

Oyuncular:

Julianne Moore
Jules
Annette Bening
Nic
Mark Ruffalo
Paul
Mia Wasikowska
Joni
Josh Hutcherson
Laser
Yaya DaCosta
Tanya

Linkler:

http://www.imdb.com/title/tt0842926/

http://2011.ifistanbul.com/tr/Movie/the-kids-are-all-right-

http://ifistanbul.com/blog/?p=6397

Yorumlar

Siz ne düşünüyorsunuz?