Festivalin kült filmler kuşağında 1955 yapımı The Night of the Hunter / Caniler Avcısı vardı. Filmin yönetmen koltuğunda Charles Laughton var. Tabi üzerinden yıllar geçmiş artık atmış yılın üzerinde geçmiş film için çok fazla yorum yapmayacağım. Film görsel olarak oldukça başarılı. Gerek sahneler, gerekse ışık oyunları olsun tatmin edici.
Hikaye de aslında güzel. Ancak eski filmlere özgü her şeyi anlatayım davası biraz sıkıyor. Senaryo başarılı bir şekilde ilerlerken bazı bölümler gereksiz uzun bazı bölümlerse çok kısa tutulmuş. Mesela Harry Powell karakteri evlendiği kadını nasıl bir anda kendine çekip bağlıyor anlam veremedim. Mesela bu olay hiç yer edinmezken çocukların kayıkla kaçışı ayrıntılı bir şekilde veriliyor.
Harry Powell bir seri katildir. Genelde dul kadınları öldürmektedir. Bir gün cinayette olmasa da kaçakçılıktan kısa süreliğine içeri girer. Herkese kendini peder olarak tanıtmaktadır. Güya kendi dininin propagandasını yapar. Hapiste koğuşunda banka soymuş ve bir kaç adam öldürdüğü içinde idama mahkum edilmiş bir adamla karşılaşır. Adam rüyasında çaldığı paraları sakladığı yerden bahsederken uyanır.
Harry Powell hapishaneden çıkınca ilk iş olarak hapishanede idam edilen arkadaşının ailesini bulur. Adam paraları saklamış yerini çocuklarına söylemiştir ancak bunu sır olarak saklamalarını büyüdüklerinde parayı kullanmalarını tembihlemiştir. Harry, Harper ailesinin yanına gelir. Onun başarılı bir vaiz olması, ölen Harper’i tanıması kasabada sevilmesini sağlar. Bir süre sonra adamın karısı Willa ile evlenir.
Ancak Willa’nın paradan haberi yoktur. Paradan haberi olan çocuklarıdır. Harry çocukları sıkıştırmaya başlar. Çocuklar bir kaç kez annelerine Harry’i şikayet ederler ama kadın bunla inanmaz. Bir gün Harry çocukları sıkıştırırken Willa onu görür. Bunun üzerine Harry kadını öldürür ve göle atar. Kasaba halkına da kadının kaçtığını söyler. Tabi bu durumu fark eden çocuklar kasabadan kaçarlar. Göl boyunca ilerlerler. Harry’de göl boyunca onları takip eder. Çocuklar kimsesiz çocukları bakan biri tarafından bulunur ancak Harry onların da başına bela olmuştur.
Oyunculuklar o dönemin klasik oyunculukları gibi abartılıydı. Ben diyalogların genelini beğendim. Hele hele kadının göle atılmış saçları havadaki sahnesi filmin en etkileyici sahnesiydi. Eğer eski klasiklere merakınız varsa izleyin derim.
Yönetmen: Charles Laughton
Senaryo: Davis Grubb (roman), James Agee
Oyuncular:
Robert Mitchum | … |
Harry Powell
|
|
Shelley Winters | … |
Willa Harper
|
|
Lillian Gish | … |
Rachel Cooper
|
|
James Gleason | … |
Birdie Steptoe
|
|
Evelyn Varden | … |
Icey Spoon
|
|
Peter Graves | … |
Ben Harper
|
Linkler:
http://www.imdb.com/title/tt0048424/
http://www.ifistanbul.com/tr/filmler/the-night-of-the-hunter
Siz ne düşünüyorsunuz?