The Tale of Despereaux

Masal gibi bir animasyon. Gerçi izleyenler biliyordur bir masalın eşiğinde gidiyor. Yok çaşka türlü bir şey diyebiliriz bunun animasyon için. Her ne kadar filmin adında Despereaux adlı küçük kepçe kulaklı farenin adı geçsede filmin asıl kahramanı sadece o değil. Filme üç ana karekter gözü ile bakabiliriz. Despereaux haricinde bize eşlik eden Roscuro adında bir sıçan ve küçük kepçe kulaklı bir kız var. Tabi bu arada kralı ve prensesi es geçmemek lazım.
Film genel olarak bakıldıuğında iyilik ve kötülük arasında, intikam sularında gezinmeyi anlatıyor bize. Bir çok şey birleştirilmiş tabi bu birleştirme esnasında hikayeye de biraz siyasi görüş katılmamaışta değil.
İçlerinde Desperaux’un da bulunduğu fareler beyaz şirin medeni yaratıklar. Roscuro’nun da içlerinde bulunduğu (sonradan dahil olduğu) sıçanlar ise hahımda yaşayan kötü yaratıklar. Bu yaratıkların fes takması ve bulundukları bölgelerde ortadoğu müziği çalması ise ayrı bir nokta. Verilmek istenen mesaj nedir gibi bir kanıya kapılıyor insan. Neyse bu bölümü geçiyoruz. Asıl olan şey Roscuro ve Desperaux kendi doğruları ve maceraperestliği yüzünden kendi türleri tarafından itilmesi. Film git gellerle dolu. Bir yerde bağışlanma ve affedilme konusunu ele alırken diğer taraftan da prensesin yaptığı gibi yargısız infazda bulunabiliniyor. Yoksa ben mi paranoyaklaşmaya başladım…
Film Roscuro’nun gemiyle adaya gelmesiyle başlar. O günde geldiği ülkede Çorba günü vardır. Roscuro merak içersinde bu güzel kokuyu takip eder. Kral ve kraliçe çorbayı tadacakken Roscuro kraliçenin çorbasının içine düşer. Kraliçe önu görünce kalp krizi geçirir ve ölür. Roscuro kaçar ve saklanır. Ona sçanlar kıralı destek olur. Ancak Roscuro sıçan gibi yaşayamamaktadır.
Bu olay üzeirne kral yasa bürünür. Sıçanları yasak hayvan ilan eder ve tüm ülke sınırlarında da çorba yapmak yasaktır. 
Despereaux genç bir faredir. Farelik eğitimlerini bir türlü geçemez. Meraklı ve korkusuzdur. Herkes ona sorunlu gözüyle bakar. Bir gün sarayın kütüphanesine kitapları kemirmesi için götürülür. Orada Despereaux bir hikaye okumaya başlar ve kendini bir beyefendi sanır. Bir gün üzgün olan kreliçeyle konuşur. Bu olayı duyan fare halkı yaptıkları mahkemede ona çıkan ceza sıçanların bölgesine gönderilmektir. Bu bir nevi idamdır. Çünkü dönen olmamıştır. Despereaux’a burada yardım eden burada Roscuro olur. Despereaux ona prensesle karşılaşma hikayesini anlatır. Roscuro da ona bütün olanların aslında kendisi yüzünden olduğunu ve istemeyerek olduğunu anlatır. Karar verirler Roscuro prensese gidecek özür dileyecek ve olan biteni anlatacaktır. Ancak istediği gibi gelişmez olaylar. Prensen feryat figan onu ele verir. Roscuro kaçar ama intikam ateşi ilede yanmaktadır. Hep prenses olduğunu düşleyen hizmetçi kızı kandırır ve onu mahsene kapatır.
Tabi bu arada hizmetçi kızımız ve gardiyanın hikayesi başlar…
Hikayenin daha sonrası da yok zileyecekler için….
Yönetmenler: Sam Fell, Robert Stevenhagen 
Senaryo: Kate DiCamillo (kitap)Will McRobb
Seslendirenler:
Matthew Broderick Despereaux
Dustin Hoffman Roscuro
Emma Watson Princess Pea
Tracey Ullman Miggery Sow
Kevin Kline Andre
William H. Macy Lester
Stanley Tucci Boldo
Linkler
www.thetaleofdespereauxmovie.com/ 
http://www.imdb.com/title/tt0420238/

Yorumlar

“The Tale of Despereaux” için bir yanıt

  1. ben izledim ama komik olmasını bekliyordum o yüzden çok beğendiğimi söyleyemem..

Siz ne düşünüyorsunuz?