The Walking Dead

 

 

2010 yılında Türkiye’de de büyük reklamları yapılarak vizyona giren The Walking Dead an itibari ile 2. sezon arasını  vermiş bulunmakta (hatta önümüzdeki ay içerisinde tekrar başlayacak). Bu kadar reklamın olması, eh birde dizinin çizgi roman uyarlaması olması, içerisinde zombilerin cirit atması filmi izlemek için en önemli nedenimdi. Nitekim Bende iziyi büyük bir umutla izlemeye başladım.

 

Baş kahramanımız Rick Grimes’in bir hastane odasında uyanması ile başlıyor film. Rick yıllarca yoğun bakımda kalmış bir şerif. Uyandığında ise, gördükleri onu hayrete düşürüyor. Hastahane, hastahane denecek gibi değil, her yer darmadağın olmuş. Üstüne üstlük hayvan gibi insanlar da ortalıkta dolanmakta. Rick hastahaneden çıkarak evine gider. Ancak evinde ne çocuğu ne de karısı Lori vardır.

 

 

Rick şerif üniformasını giyerek karısı ve çocuğunu aramaya yola çıkar. Şerif üniformasını giyme hususuna çok anlam verebilmiş değilim ancak (her durumda Amerikan güvenlik güçleri görevlerine sağdıktır mevzu sanırım)  ilk bölümler itibari ile olayın gelişmesi zombi dünyası yaşananlar insanları ekrana bağlıyor.

 

Rick karısı ve çocuğunu ararken, az sayıda kalmış insanlarla da karşılaşır ve bir çoğuna önderlik eder. Sonunda karısını bulur. Karısı ve çocuğunun, yardımcısı ve yakın arkadaşı Shane Walsh tarafından, onları kurtarmak amacı ile insanların yaşadıklarını duydukları bir yere doğru harekete geçtiklerini görür. Ancak Shane ve Lori arasında bir ilişki başlamıştır. İkisi de sağlam bir şekilde geriye dönen Rick karşısında şaşırmıştır. Lori, Rick’e geri döner. Tabi bu duruma Shane bozulur.

 

Rick hiç bir şeyi anlamadan yol hikayelerine devam ederler. Ancak gittikleri yerlerin hiç birinde insanların normal hayat sürdürdükleri bir yer yoktur. İşte dizi de bu gelişmelerden sonra sıkıcı bir hal alıyor. Aynı yol hikayeleri, yaşanan aynı olaylar. Yan karakterlerin etkisiz varlığı diziyi sadece iki kişinin üzerine yoğunlaştırırken kısır bir döngüye giriyor gibi dizi. Bu süreç zarfında zombi sahnelerinin ve aksiyonun da azalması dizinin gidişatını çok fazla zora sokuyor.

 

 

İkinci sezon itibari ile yedi bölümü geçen dizide tek aksiyon, kaybolan küçük bir kızın aranması ve Rick’in oğlunun vurularak yakınlardaki bir çiftlik evinde yeni kişilerle tanışmaları. Tabi bu sırada ekip çiftlik sakinlerinin sırlarını da çözüyor. Çiftlik sahibi, zombilerin hastalıklı insan olduğunu, bir günde bu hastalığın çaresinin bulunacağını düşünerek zombileri ahıra kapatmıştır. Bizim ekibin aradığı küçük kız da buradan çıkar, ancak çiftliktekilerin onlara bir şey söylememesi ilginç tabi.

 

Her bölümde yada genele baktığınızda soru işaretleri ile bol bol karşılaşabilirsiniz. Hikaye yer yer kendi içerisinde çelişiyor. Bu sebepten dolayı dizinin senaryosu çok başarılı diyemeyeceğim. Klasik Amerikan milliyetçiliği ile dizi ilerliyor. İlk sezon sonundaki düşüşler, ikinci sezonun ortasına kadar belli bir çizgiyi yakalayamaması dizinin üçüncü sezonunun zora girdiğini düşünmemi sağladı ancak okuduğuma göre dizi üçüncü sezon için “okey” almış.

 

 

Özetlemek gerekirse iyi başlayıp, kötü devam eden bir dizi The Walking Dead. İstenilen dünya yaratılmakta zorlanmış, bu durumdaki insan ilişkileri tam olarak aktarılamamış eksikler mevcut. Hal böyle olunca bir süre sonra eski ritmini yakalar diye hatır belası izlemeye devam ediyorsunuz.

 

Yaratıcı: Frank Darabont

 

Oyuncular:

Andrew Lincoln
Rick Grimes
Jon Bernthal
Shane Walsh
Sarah Wayne Callies
Lori Grimes
Laurie Holden
Andrea
Jeffrey DeMunn
Dale Horvath
Steven Yeun
Glenn

 

Linkler:

http://www.imdb.com/title/tt1520211/

http://tr.wikipedia.org/wiki/The_Walking_Dead_(dizi)

http://www.fxtv.com.tr/thewalkingdead

 


Yorumlar

“The Walking Dead” için 9 yanıt

  1. merhaba yazılarınızı sürekli takip ediyorum ama bu tema gözü gerçekten çok yoruyo siteye giresim bile gelmiyo açıkcası

  2. İlginiz için teşekkür ederim. Mümkün olduğunca mat renkler kullanmaya çalıştım acaba sorun yazı karakterinden, satır aralıklarından kaynaklanıyor olabilir mi? Konuyla ilgili düşüncelerinizi yazarsanız memnun olurum…

  3. siyah üstüne beyaz zaten gözü yoruyo ama eskidende öyleydi gerçi dediğiniz gibi satır araları yazı karakteri hafrler arası boşluklarda baya yoruyo

  4. Yazı karakterinde ufak değişiklik yaptım umarım rahat okunabilir olmuştur.

  5. uzaksinemadaki gibi bi fon ve yazı daha iyi olabilir tabi site sizin istediğinizi yapın,genede ben her türlü girerim sitenize klavyenize sağlık 😀

  6. Teşekkürler. Beyazın tonunu biraz matlaştırdım. sanıyorum artık çok fazla göz almayacak 🙂

  7. evet böyle çok daha iyi size de teşekkürler 🙂

  8. Kişisel Depresyon Anları avatarı
    Kişisel Depresyon Anları

    Geçtiğimiz günlerde 3. sezon finali yapıldı. Hikaye nasıl gidiyor diye sorarsanız aslıda şu yazıdan çok farklı bir şey söyleyemeyeceğim. Oldukça yavaş ilerleyen hikayede bölümler sonra havada kalmış bir hikayenin devamını görebiliyorsunuz. Bu aşamada bağlantılar üzerinde konuşmak yerine hikayenin yavaşlığından söz etmek istiyorum.
    Ana karakterlerimiz hayatlarını yaşamaya devam ederken aslında bu sezon asıl tehditlerin zombilerden çok insanlar olduğunu öğreniyorlar. Sezonun geneli zombi avlamak dışında Vali denen kötü şahsiyetin alaşağı edilmesi ile geçiyor. Rick’in psikolojik durumları daha fazla yer alırken yan karakterlerinde diziyi az da olsa etkilediğini görüyoruz. Açıkçası ben dizinin her bölümün on dakikasından bir şeyler kurguluyorum. Arada geçen inanç, birliktelik, düşünce vs. içeren monologlar, diyaloglar pek beni açmıyor. Dizinin diyaloglar konusunda çok başarılı olduğunu düşünmüyorum açıkçası. İlk sezondan beri bu şekilde devam ediyor.
    3. sezon itibari ile ekip biraz daha büyüdü ve sorumluluk arttı. Sanıyorum gidişat bir yönetim kurma yolunda. Ama bu süreçte karakterlerimiz hayatta kalma çabası verirsen herhangi bir dünya düzeni içerisine girmiyorlar. Birilerinin bir şeyler yapması lazım. Bu yapılanma ne zaman olacak beklemedeyim.
    Sonuç olarak, zombileri severim ama hikayenin yavaş gelişmesi beni sıkan. Muhtemelen son sezon her şeyi sıkıştıracaklar. Bu da pek tat vermeyecek.

  9. Arada dördüncü sezonu atlamışım ama dizi 5. sezon itibari ile biraz tekrara girdi gibi. Sadece yaşanan olaylar ve kişiler değişse de tamal olrak dizi aynı fikri veriyor. Yani ekstra bir şey sunmuyor bize. Dizinin forlumü ise bekli sezon ortası sakin geçsin, sonuna doğru bir aksiyonla insanları sonraki sezon için meraklandıralım şeklinde. Nasıl bir aksiyon gelecek bilmiyorum ama sanki dizinin biraz değişiklik yapması gerek bence.

Siz ne düşünüyorsunuz?