Serinin ikinci filmini izlemeye niyetlenmişken aslında ilk filmi izlemediğimi fark ettim. İzlemediğimi derken aslında televizyonda denk gelmiş parça parça izlemiştim. O zamanda film bana pek dikkat çekici gelmemişti. Neyse usul yerini buldun diye sakin kafayla ilk filmi de izleyeyim dedim. Doğrusunu söylemek gerekirse bu kez de beni sarmadı film.
Filmin yönetmen koltuğuna Ironman 2’nin de yönetmeni olan Kenneth Branagh var. Ek sahneler içinde The Avengers‘dan bildiğimiz Joss Whedon ismi karşımıza çıkıyor. Ancak film genel olarak Kenneth Branagh’ın elinden çıkmış. Sanıyorum Marvel kendine kankalardan oluşan bir ekip kurmuş kimin ne yaptığı belli omadan film çekip duruyor. Tabi son dönemde pek fazla iyi çizgi roman çıkaramayınca ne yapsın olanları perdeye yansıtmaya başladı.
Thor’da bize aynı diğer Marvel uyarlamaları gibi klasik bir kurgu ve hikaye ile geliyor. Her şey aynı olup sadece esas kız ile esas oğlanı değiştirmek, fabrikadan çıkan bir senaryoyla aksiyon ve görselliği sunmakla iş bitiyor diye düşünüyorlar sanırım. Aslında bizde buna aldanıp izliyoruz. Bir yerde düşünüyorum da maksat hareket olsun. Bunun için birebir film.
Kurgu oldukça dağınık gidiyor. Film hızlı bir şekilde başlıyor ama tam anlamıyla ne olup bittiği konusunda temel tutturamıyorsunuz. Sonra nasılsa ucunu kaybettim deyip aksiyon olsun diye bakıyorsunuz ekrana. Öncelikle Thor karakteri sanki oturmamıştı. Bildiğin süt gibi çocuktu bence oynayan. İki kasla işi çözmeye çalışmışlar. Arkadaşım adam tanrı ona göre bir hazırlık yapılsaydı ya.
Savaş tanrısı olan Thor krallıklarına düşman tarafından sızmalar olduğunu fark edince ekibini toplar ve saldırıya geçer. Tabi bu saldırı babası Odin’den habersizdir. İş çığırından çıkar ve saldırı büyür. Düşmanla tam olarak başa çıkamayan Thor ve ekibini babası Odin kurtarır. Bu sırada Thor’un kardeşi Loki aslında kendisinin karanlık tarafın çocuğu olduğunu öğrenir.
Odin, Thor’a o kadar kızar ki onu normal bir insan gibi dünyaya sürer. Çekicini de ona ait olanın bulması için dünyaya atar. Bu sırada Odin hastalanır ve Loki yönetimi ele geçirmeye çalışır. Karanlık kral ile anlaşma yapar. Thor’un yokluğu da onun işine yaramıştır.
Thor’un dünyaya düştüğü yerde Jane Foster adında bir araştırmacı da ekibi ile birlikte gökyüzünü dinlemektedir. Thor’un düştüğünü fark ederler ve oraya giderler. Başta Thor’a arabayla çarptıklarını sanırlar ama daha sonra gerçeği öğrenirler.
Tabi Thor’un dünyada olması kötülüklerin de dünyaya gelmesini sağlar ve dünya savaş alanına döner. Bu esnada Thor ve Jane birbirlerine aşık olurlar. Aşktı, kahramanlıktı derken Thor bu dünyayı ve kendi dünyasını kurtarır.
Filmin kadrosunun iyi olmasına rağmen beklenen performansı alamadım ben. En büyük beklentim ise Natalie Portman‘dandı ancak görselliği dışında bir şey katmamış filme. Beklentimin oldukça dışında kaldı. Gerçi yer yer filmden uzaklaşıp onu izledim desem yapan söylemiş sayılmam.
Film görsel efektten geçilmiyordu. Sinemalarda 3D yayınlanmasından mıdır başka bir sebebi var mıdır bilmem ama baya renkli görüntüler vardı. Mesela en çok takıldığım nokta rengarenk olan köprüydü. Hani sanki daha koyu olması gerek gibi geldi bana. Aslında tanrıların dünyasının da pek lüksü yokmuş gibi gördük. Birde Thor dünyaya geldikten sonra kahve nedir demesine rağmen lıkır lıkır biraları götürdü. O dönem bira var mıydı yoksa neden sarhoş olmadı anlamadım. Thor’un annesi ise Türk filmlerinde gördüğümüz cefakar anne rolündeydi resmen.
Özetlemek gerekirse, hikayesi havada kalan, kurgusu karışık, her sahnenin altından anlamsızlık çıkan bir film Thor. Ben bunlara takılmam aksiyon olsun diyorsanız keyifle izleyebilirsiniz. Bundan fazlasını vaat etmiyor.
Yönetmen: Kenneth Branagh
Senaryo: Ashley Miller, Zack Stentz, Don Payne, J. Michael Straczynski, Mark Protosevich, Stan Lee (çizgi roman), Larry Lieber (çizgi roman), Jack Kirby (çizgi roman)
Oyuncular:
Chris Hemsworth | … |
Thor
|
|
Natalie Portman | … |
Jane Foster
|
|
Tom Hiddleston | … |
Loki
|
|
Anthony Hopkins | … |
Odin
|
|
Stellan Skarsgård | … |
Erik Selvig
|
|
Kat Dennings | … |
Linkler:
Siz ne düşünüyorsunuz?