Ünlü İngiliz aşçı ve yemek yazarı Nigel Slater‘in otobiyografisi niteliğindeki Toast’ın yönetmen koltuğunda S.J. Clarkson var. Yönetmeni dizilerden çok tanımamıza rağmen ilk kez bir uzun metrajlı yapımda görüyoruz. Zaten bu filmde bir sinema filminden çok televizyon filmi edasında. Zaten film BBC için yapılmış.
Film eğlenceli gidiyor. En dramatik sahnelerde bile insanı eğlendiriyor. Ancak komik sahnelerde abartılı bir şey yok. Yani film oldukça düz bir film. Hikaye bir aşçı ve yemek yazarının hayat hikayesi olunca ister istemez bol bol yemek karşınıza çıkacak diye bekliyorsunuz ancak bunların hiç biri filmde olmuyor. Tabi bu, yemek görme amacı ile filmi izleyeni hayal kırıklığına uğratıyor.
Oyunculuklar ve kullanılan müzikler güzel. Ancak hikaye kurgu havada. Yönetmen neyi anlatmak istemiş belli değil. Hikaye daha yalnızlığı ve aile dramını yemeğe olan ilgiden daha fazla anlatmış. Bu sebepten karşınıza eğlenceli bir dram çıkıyor.
Nigel küçük yaştan itibaren yemeğe meraklıdır. Yemeğe merakının sebebi de aslında hiç yemek yiyememesidir. Annesi tost yapmaktan başka bir şey bilmemektedir. Akşam yemeklerinin çoğu, konserve ve tostla geçmektedir. Nigel, ailesi ile de çok anlaşamamaktadır. Bahçıvanları ile ailesinden daha iyi vakit geçirmektedir. Nigel annesinin aklına girerek arada sırada kurabiye yapmak için annesini mutfağa sokar ama genelde bu çabaları hüsran olur.
Nigel’in annesi rahatsızdır ve günün birinde ölür. Nigel babası ile yaşamaya mahkum olur. Çok iyi anlaşamazlar ama iki erkek birbirlerine destek olmaya çalışır. Bir gün Nigel okuldan eve geldiğinde Mrs. Potter adında bir kadını evde görür. Kadın babası tarafından eve temizlikçi olarak alınmıştır. Ancak yaptığı yemekler sempatik tavırları babasını baştan çıkartmaya başlamıştır.
Nigel babası ile arasına giren kadını sevmemektedir. Nigel bu kadını na kadar tehdit olarak görüyorsa da, kadında Nigel’i yanı şekilde tehdit olarak görüyordur. Sonunda Bayan Potter ve babası evlenme kararı alırlar. Bayan Potter yeni kocasını elinde tutmak için sürekli güzel yemekler, pastalar, çörekler yapar. Nigel’de babasının gözüne girmek için pastalar yapmaya başlar. Ancak Bayan Potter onu sürekli engeller. Nigel, Bayan Potter’i geçmeye çalışırken yemek yapma işinide iyice öğrenmiştir.
Babası da bir süre sonra ölünce Nigel kendi yolunu çizmeye karar verir. Bayan Porter’in tüm ısrarlarına rağmen Nigel evi terk eder ve bilmediği bir şehirde aşçı olarak işe başlar.
Yemekler yapıyorlar desemde bize öyle salyalar akıtacak şeyler göremiyoruz. Filmin akışını Bayan Potter karakterini canlandıran Helena Bonham Carter değiştiriyor. Varlığı ile filme can geliyor sanki ve film sonrası için eğlenceli, zevkli bir hal alıyor. Filmi kurtaran başlıca isim.
Pek artısı olmayan film Helena Bonham Carter hayranları için bire bir. Onun haricinde anlık eğlencelik.
Yönetmen: S.J. Clarkson
Senaristler: Lee Hall, Nigel Slater (biyografi)
Oyuncular:
Freddie Highmore | … |
Nigel Slater
|
|
Victoria Hamilton | … |
Mum
|
|
Colin Prockter | … |
Percy Salt
|
|
Ken Stott | … |
Dad
|
Helena Bonham Carter |
Mrs. Potter
|
Linkler: