Umut

Genel hatlarıyla bakıldığında klasik Yeşilçam filmlerinden birisi Umut. Konu ve işleyiş olarak film bizi izlerken hiç şaşırtmıyor. Ancak klasik ve iyi bir drama olasına rağmen eksikleri çok fazla. Peki neden iyi bir drama? Türk insanının damarına basacak bir konuya değinmiş.

Eksiklerden bahsettim. Bunların en başında oyunculuk geliyor. Yan karakterler, ana karakterlerden daha iyi oynamış filmde. Zafer Algöz, Fikret Hakan’a diyecek yok tabi. Ancak ana karakterimiz, Yılmazı canlandıran, Selim Erdoğan bu role pek kendini adapte edememiş anlaşılan. Tabi bir diğer adaptasyon sorunu da Meryem karakterini oynayan, Seda Bakan’dan gelmiş. Aslında adaptasyon sorunu yaşamamış bu role uymamış. Bu iki oyuncu dışındaki diğerlerine ise söylenecek söz yok. Hatta küçük oyuncu, Bertan bile onlardan daha iyiydi.

Yılmaz yurt dışına çalışmak için gitmiştir. Yıllar sonra geri döndüğünde ise eşi ölümcül bir hastalığa tutulmuştur. Burada diyaloglar arasında bir deprem kelimesi geçmiş ancak olayla bağlantı kuramadım. Tabi sorun benden kaynaklanıyor. Geldiğinde küçük yaşında bıraktığı oğlu, altı yaşında olmuştur. Tabi babasını pek tanımaz. Yılmaz’ın eşi kısa süre sonra ölür. Onu kendi elleri ile gömer. Şimdi ise oğlu ile baş başa kalmıştır. Bir süre sonra oğlunu baygın bir şekilde yerde bulur. Doktor kontrolünden sonra hastalığının ciddi olduğunu ve büyük bir hastanede tedavi olması gerektiğini söylerler.

Yılmaz oğlunu da alarak İstanbul’a gider. Burada eski arkadaşı müzik yapımcısı, Muhittin’in kaldığı bir ötele yerleşir. Otel bildiğimiz hikayelerle bezenmiştir. Hiç birisi bizi şaşırtmaz. Oğlunun hastalığı ciddidir ve iliğe ihtiyaç vardır. Ancak verici bulmak zor bir iştir. Bu sırada Yılmaz hastanede bir organ satıcısı ile karşılaşır. Bu kişi oğluna yardım edebileceklerini ancak çok paranın gerektiğini söyler. Alternatif olarakta kendi organlarını satarak bu parayı karşılayabileceğini bildirir.

Bir kaç gün sonra Yılmaz organını satmak için karar verdiğinde, çok zengin bir mafya iş adamı ile tanıştırılır. Adamın hasta oğlu ile Yılmaz’ın dokuları uyuşmaktadır. Yılmaz adam ile konuşur ancak çocuğa lazım olan şey kalptir. Yılmaz’ın kalbi. Yılmaz derin deirn düşünmeye başlar…

Vereceği kararı tahmin etmişsinizdir aynı zamanda da filmin drama yönününde ne kadar fazla olduğunu. Ancak yönetmen bunu yansıtmakta pek başarılı olamamış. Filmi biraz daha iyi işleyebilen bir yönetmenin elinde film insanı havaya daha iyi sokabilirdi. Bazı sahneler gereksiz uzatılırken bazı sahneler kısa kalmış. Senaryoda sırf insanın aklına sokulabilecek sahneler olsun diye bazı sahneler sanki öyle araya sokulmuş gibi. Tabi bu sahnelerde ister istemez sırıtmış.

İzlenebilir bir film. Tabi insanları ağlatacağıda kesin. Ancak baş yapıt beklememekte fayda var aksi takdirde büyük bir hayal kırklığı yaşanabilir.

Yazan – Yöneten: Murat Aslan

Oyuncular:

Zafer Algöz … Muhittin

Seda Bakan …Meryem

Ali Cağaloğlu … Doktor Mahir Unahtar

Bertan Ceylan … Umut

Mazlum Çimen … İlyas

Selim Erdoğan …Yilmaz

Fikret Hakan … Ilyas Aslanoglu


 

Zeynep Tokuş … Suna

Linkler:

http://www.imdb.com/title/tt1452621/

Siz ne düşünüyorsunuz?

Back to Top
%d blogcu bunu beğendi: