Dört gözle beklediğim söylenmez ancak her ne kadar pasif izleyici olsam da (televizyonun pasif izleyicisi nasıl oluyor o da bir başka konu) ister istemez yeni dizilerden haberdar oluyorum.Mesela dün “Fatmagül’ün Suçu Ne?“nin açılışını yaptık. Zaten bu günde internet sitelerinde, tecavüz sahnesi baya bir yankı uyandırdı. Lakin ben o sahneyi pek başarılı bulamadım. Şurada filmdeki Hülya Avşar’ın oynadığı tecavüz sahnesini daha başarılı bulmuşumdur. Tabi takdir sizin. Gerçi ağır bir konu seçilmiş bir dizi olarak. İster istemez Amerikanın hafif erotiğe kaçan dizilerine mi göz kırpıyoruz anlamadım. Ancak erotik olarak nitelendirsekte Fatmagül’ün suçu ne? sosyal ve kültürel olarakta ağır ve eleştirel bir film / kitap olarak ortaya çıkmıştır. Burada yeni uyarlama işin bu boyutuna ne kadar göz kırpar bekleyip göreceğiz.
Tabi diziler çoğalınca reyting payını alacak yapımlar içinde televizyon şirketleri, ceplerini açıyorlar. Tabi fiyatlar arttıkça günü kurtarmak için başka şeyler yapmak gerekiyor. Yeni bir adet çıktı, şimdi dizinin hemen ardından tekrarı yapılıyor. Hadi bir kanalda rastlasam onlar yapıyor desem bu gün ikincisi ile de karşılaştım. Sanıyorum artık, bir saatlik özetlerden vazgeçmiş, çözüm olarak bu olayı bulmuşlar diye düşünüyorum. Soğutmadan vermek daha iyi sanırım.
Dikkatimi çeken diğer yapımlar arasında, “Deli Saraylı” var hatta şu an ikinci tekrarı ekranda. Burada konu dikkatimi çekip hani, eski uyarlamalar gibi bir şey bekleyerek ekranın karşısına geçtim. Dizinin eğlenceli olacağını düşünüyorum aslında. Ancak gözüme çarpan bir kaç nokta oldu. Mesela Atatürk’ü oynayan karakteri çok yetersiz ve çelimsiz gördüm ve ses o karaktere pek uyum sağlamamış. Aslında bu hikayeye Paşa’nın sadece ismini dahil etselerdi daha iyi olurdu. İlk bölümde üstünü çizdiğim ilk kare bu. Bir diğeri ise Galata’da yürürken göze bariz olarak batan yapıştırma efektler. İnsanların havada yürüdükleri bariz belliydi. Dizi de Gani Müjde tadı var bu kendini hafif belli ediyor, ancak umut ediyorum ki, ilerleyen bölümlerde dizi tamamen Gani Müjde kokmaz.
Günün üçüncü dizisi olarakta bir TRT dizisi seçtim. Gayet başarılı ve güzel bir kadroya sahip dizi. Tabi işin içinde profesyoneller olunca, dizi de yeterince doğal gözüküyor göze. Bahsettiğim dizi Yerden Yüksek. Eğlenceli, her bir karakteri ilginç acayip bir dizi. İzlerken eğleniyorsunuz. Her ne kadar tanıtımı içerisinde biz bir şeylerde öğretiyoruz manasında cümleler de geçse, bırakın canım resmen eğleniyorsunuz izlerken. Altan Erkekli, yine döktürüyor. Dizi ise hayatında sürekli başarısız olmuş futbol aşığı bir antrenörü anlatıyor.
Tabi son dizi de anlattığım tekrar olayı yok. Hadi bu da TRT farkı diyorum. O kadar da olsun cebimizde çıkıyor parası. Ancak diğer kanalları da anlamak zor geliyor bana, tekrar veriyorsun aynı yerinde aynı zamanda reklamı da sokuyorsun. Hemde aynı süre ile, reklamlarla birlikte iki küsür saat süren dizi tekrarlarla geceyi kapatıyor…
Şimdi dizileri yazdım ama izleyecek miyim o ayrı mesele. Hani hastayım hareket edemiyorum ya ondandır bu ilgim. Zaten tekrarın boku çıkmış izlemeye ne gerek var. Bir yerde bir şekilde denk gelebilme olasılığın yüksek.
Siz ne düşünüyorsunuz?