Çağdaş vampir filmleri furyasına bir ilave de Alman Sinemasından geldi. 2010 yapımı Wir sind die Nacht’ın yönetmen koltuğunda Dennis Gansel var. Wir sind die Nacht klasik vampir filmlerinin izinden gidiyor. Yani öyle parlayan, ışıldayan vampirler yok karşımızda. Biraz feminist bir vampir filmi diyebiliriz Wir sind die Nacht için.
Avrupa’da yüze yakın vampir kalmış bunların tamamı da kadındır. Kadın vampirler otorite ve gücü ellerinde bulundurma tutkularından dolayı erkek vampirleri öldürmüş ve aralarında anlaşma yaparak bir daha erkekleri dönüştürmemek konusunda söz vermişlerdir. Louise’de bu kararları alan vampirlerden biridir. Dönüştürdüğü Charlotte ve Nora adındaki iki vampirle gününü gün ederek yaşamaktadır.
Lena ise annesi ile yaşayan genç bir kızdır. Ufak tefek suçlardan sabıkası vardır ve gözetim memuru eşliğinde dışarıda gezmektedir. Ancak bir olay sonrası Tom adında bir polis onun peşine takılır. Tom ve Lena birbirlerinden hoşlanırlar ancak statüleri gereği birbirlerine yaklaşamazlar. Biri kaçan biri kovalayan statüsündedir. Günün birinde Louise, Lena ile karşılaşır ve ondan hoşlanır. Bir gece onu dönüştürür.
Lena yeni hayatına alışmaya çalışırken, vampir arkadaşlarının işlediği cinayetler yüzünden Tom onların peşine tekrar takılır. Lena ve Tom’un bağlantısını öğrenen Louise Lena’yı hem kıskanır hem de ondan şüphelenir. Bulundukları otele polis baskın yapınca da ortalık kan gölüne döner. Lena, Tom’u Louise’den, Tom’da Lena’yı polisten kurtarmak için çabalar. Tabi ortalık kan gölüne döner.
Film kendini izlettiriyor izlettirmesine ama izlerken sürekli bir şeylerin eksik olduğunu hissediyorsunuz. Ne karakter hakkındaki bilgiler tam anlamıyla verilmiş, he polislerin yaptığı araştırma ilgili bilgiler. Aksiyon sahneleri sönük kalmış. Kurgu genel olarak fena olmasa da bazı kısımlarda insanın aklını kurcalıyor. Filmin hikayesi sağlam temeller üzerine oturtturulamamış. Bu sebepten dolayı göze bayan eksikler insanın canını sıkıyor.
Yan karakterlerin oyunculukları ana karakterlerin oyunculuklarından daha iyiydi diyebilirim. Bunun sebebi belki de ana karakterlerin tam olarak altlarının doldurulmaması. Müzikler güzeldi. Çoğu gece çekimi olan görüntüler insanı rahatsız etmiyordu. Farklı çekim teknikleri kamera açıları da pek gözüme batmadı.
Film bir çok konuda havadaydı derken, türü konusunda da kararsızdı. Koru değildi, polisiye değildi, aksiyon veya macera diyemeyiz. Dram yönü ise zayıftı. Filmin aksiyon azlığı drama yönlendirirken insanı, dram yönünün başarılı olaması filmin eksiklerindendi. Lena’nın aile yapısı, dönüşüm sürecine bir nebze olsun yer verilmiş ancak bunların dramatik boyutu üzerine pek düşülmemiş. E ne olmuş tavrında izliyorsunuz. Açıkçası ana karakter olan Lena’yı oynayan Karoline Herfurth‘un performansının pek iyi olduğunu söyleyemeyeceğim.
Özetlemek gerekirse Alman Sineması severlerin yada Almanca bilenlerin dillerini pekiştirme maksadıyla izleyebilecekleri ancak tatmin etmeyen bir film Wir sind die Nacht. Tabi bunlara vampir severleri de eklemek lazım. Aksi taktirde izlenmesi çok gerekli değil.
Yönetmen: Dennis Gansel
Senaryo: Dennis Gansel, Jan Berger
Oyuncular:
Karoline Herfurth | … |
Lena
|
|
Nina Hoss | … |
Louise
|
|
Jennifer Ulrich | … |
Charlotte
|
|
Anna Fischer | … |
Nora
|
|
Max Riemelt | … |
Tom
|
|
Arved Birnbaum | … |
Lummer
|
Linkler:
Siz ne düşünüyorsunuz?