X-Men: Days of Future Past

X-Men serisinin son filmi de X-Men: Days of Future Past. Filmin yönetmenliğini yine Bryan Singer yapmış. Bu yönetmenin üçüncü X-Men filmi. Filmin en büyük özelliği Matthew Vaughn‘un yönettiği X-Men: First Class ile bağdaşıyor olması. Yani X-Menlerin gençlik yıllarına bu film değinmiş ve aynı karakterler bu kahramanlara can vermiş. Bu da filmin devamlılığı konusunda göze batan en büyük ayrıntılardan biri.

Filmde o kadar çok ünlü isim var ki saymakla bitmez. Film bu kadar iyi ismi bünyesinde toplamasına rağmen çok iyi bir film diyemeyeceğim. Bu film bana klasik X-Men filmlerinin tadından başka bir tat vermedi. Aksiyonu bol, keyifli zaman geçirttirdi ama evet bu olmuş diyemeyeceğim film için. Buna sebep belkide aklıma takılan sorular. Hikayeye şöyle bir giriş yapalım.

İnsan ırkı ile mutant ırkı arasında savaş başlamış mutant ırkının sonuna gelişmiştir. Elli yıl önce insan ırkı Raven’i yakalamış ve onun dna’sını kullanarak mutantlara karşı bir silah geliştirmiştir. Yaptıkları yazılımlarla da mutant çocuğu olma tehlikesi olan insanları tespit edip onlara katletmeye başlamışlardır. Savaşta zor bir duruma gelinmiştir. Son olarak çareyi geçmişe giderek düzeltmekte bulurlar. Geçmişe gidilecek Raven’in yakalanması engellenecek ve bu savaş başlamadan bitirilecektir. Bu iş için öncelikle Profesör X düşünülür ancak bedeni bu yükü kaldıramayacağı için daha dayanıklı olan Wolverine bu göreve gönderilir.

Wolverine 1973’e gidecek ve mutantları öldüren ve onlar üzerinde test yapan doktor Bolivar Trask’ın Raven tarafından öldürülmesine engel olacaktır. Wolverine 1973’e kendi bedenine mevcut bilinciyle geri döner. Asıl bedeni gelecekte kalacak ama diğer bedende yaptığı değişiklikler tarihe yansıyacaktır. Burada çok fazla soru işareti var aklımda ama bu konuya girmeyeceğim. Wolverine 1973’e gittiğinde bir yandan da Vietnam savaşı sürmektedir. Bu sebepten genelde mutantları savaşa göndermişlerdir. Wolveirne ilk olarak profesörün genç halinin yanına gider. Charles Xavier’a durumu anlatır. Xavier zor da olsa Wolverine’in söylediklerine ikna olur ve Raven’i aramaya başlarlar. Tabi bu suikastın önüne geçmek için Magneto, yani Erik’in de onlara yardımcı olması gerekmektedir. Acnak Erik Kenedy suikastı suçlusu olarak metal olmayan özel korunaklı bir hapishanede tutulmaktadır. İlk iş onu kurtarırlar.

Raven Trask’a suikast yaparken ekip tarafından engellenir. Erik tam Raven’i vuracakken bunu yapamaz ve onu ayağından vurur. Raven’in yere dökülen kanını inceleyen Trask ise yeni silahını geliştirmeye başlar. İşler iyice karışmaya başlamıştır. Ekipten ayrılan Erik’te yine kendi başına hareket etmeye başlar. Bu yaşananlardan sonra hükumet Trask’a destek verir ve Trask robotları üretmeye başlar. Tan bunların tanıtılacağı gün Reven suikaste kalkışır. Ancak Erik’te boş durmaz ve suikaste katılır. İşler iyice karışmıştır.

 Film süresi boyunca aksiyon barındırıyor bünyesinde. Sebebi nedendir bilinmez ama zaman zaman dikkatimin dağıldığı oldu. Tabi bu filmle ilgili bir şey de olmayabilir. Sİlm görsel olarak beni tatmin etti. Geçmişteki bir çok soru işaretine de cevap oldu. Ama yazdığım gibi şu zamanda yolculuk meselesine pek akıl sır erdiremedim. Bu arada acaba Wolverine oksijensiz de mi ölmüyor? Uyandığında hiç bir şey hatırlamazken o zamana kadar yaşananlar ne oluyor biraz kafam karıştı.

Özetlemek gerekirse keyifle izlenebilir bir film X-Men: Days of Future Past. Bu kadro ile de daha iyi işler çıkarılabilir miydi bilmiyorum ama sanıyorum ki X-Man filmleri sanırım maksimum bu şekilde olur.

Yönetmen: Bryan Singer

Senaryo: Simon Kinberg, Jane Goldman, Matthew Vaughn

Oyucular:

Linkler:

http://www.imdb.com/title/tt1877832/