Xingu

Başarılı bir macera filmi de Brezilyalı yönetmen Cao Hamburger‘den gelmiş. Tabi bu film bir yerde doğal yaşamı nasıl katlettiğimizi insanları nasıl köleleştirdiğimizi de gözler önüne sürüyor. Filmi izlerken yaşanan haksızlığa siz de karşı çıkıp ezilenin tarafında oluyorsunuz ama bir yerde ezen tarafta olmak ikileminizi arttırıyor. Xingu gerçek bir hikayeden alıntılanmış bir biyografi özelliğini taşıyor.

Claudio, Orlando ve Leonardo Villas Boas adındaki üç maceracı kardeşin başından geçenler anlatılıyor filmde. Üç meraklı kardeş devletin işçileri arasına gizlice girerek Xingu nehri kıyılarındaki yaşamı araştırmak üzere bir ekip kurarlar. Yolculukları esnasında burada beyaz insan görmemiş kabilelerle görüşürler. Tabi kabilelere yaklaşımları iyi olduğundan, kabile sakinleri de onları kabul eder. Bir yıl gibi bir süre burada onların içinde yaşarlar.

Daha sonra hükumetten gelen bölge valisi ve askeriye burada karakol kurmak istediklerini açıklar karakol yönetimi de Villas Boas kardeşlere bırakılacaktır. Ancak devletin daha büyük planları vardır. Yerliler beyazlarla girdikleri ilk büyük kapsamlı temastan sonra grip olur ve bir çoğu ölür. beyaz adam onlara ölüm getirmiştir. Villas Boas kardeşler ilaç yardımı ister ve bir çok yerliyi bu şekilde kurtarırlar. Beyazlar hem iyi hem kötü olmuştur.

Tabi devletin ve askeriyenin planları bu kadarla sınırlı değildir. Bölge valisi toprakları çevirmeye başlamış ve ücretsiz olarak tanıdıklarına dağıtmaya başlamıştır. Villas Boas kardeşler buna karşı çıkarlar. Bu yerlilerin toprağıdır ve onlar işgal etmektedirler. Villas Boas kardeşler yerlilerle beraber beyaz adamlara ayaklanmak için kolları sıvar.

Tabi diğer bir uzak köyde kauçuk işçisi olarak çalıştırılan yerlilere haklarını istedikleri için kıyım yapılmıştır. Villas Boas kardeşler bu durumu da hazmedemezler ve kalanlara yardım için giderler. Leonardo ile kardeşler görüş ayrılığına düşünce Leonardo gruptan ayrılır. Claudio ve Orlando direnmeye devam eder. İkisi de fikir çatışmasına düşer ama yerlilerin durumundan kendilerini de sorumlu tuttukları için savaşmaya beraber devam ederler.

Dönemin başkanı ile konuşarak bu alanda büyük bir yerli parkı kurulmasını talep ederler. Başkan bunu gerçekleştirir ama yerliler eskiye oranla çok küçük bir alana sıkışmak zorunda kalır. Tabi buradaki bir başka ironi de bu küçük alanı aldıklarında yaşadıkları mutluluk.

Film görsel olarak tatmin edici. Xingu ve çevresinin doğal büyüleyiciliği zaten yönetmene görsel olarak pek fazla malzeme vermiş. Gerçek bir hikaye olması ve gözler önüne serilenler insanın kanını donduruyor ve insanoğlunun ne kadar acımasız olduğunu bir kez daha gösteriyor. Filmin cast’ın çok beğendiğimi söylemeliyim. Filmin sonunda gerçek karelere yer verilmiş ve karakterler gerçek hayattaki karakterlere çok benziyordu.

Hikayenin akışındaki tek sorun zaman kavramıydı. Yerlilerle temasa geçmeleri ardından belirsizce yıllar geçiyor ama bu bize sanki bir günmüş gibi aktarılıyordu. Aynı şekilde bir gün dakikalarca sürebiliyordu. Filmde zamanı kavramak geçişini anlamak oldukça zordu. Oyunculuklar oldukça başarılıydı. Kabile gerçek miydi bilmiyorum ama gerçek bir oyunculuk çıkarmışlar.

Özetlemek gerekirse kesinlikle izlenip ibret alınması gereken bir film Xingu. Yönetmen aksiyon, dram, komedi kısımlarını çok iyi ayarlamış ve oldukça objektif yaklaşmış. buna rağmen ortak bir paydada buluşuyorsunuz. bu bir vahşet. İzleyin, kesinlikle pişman olmayacaksınız.

Yönetmen: Cao Hamburger

Senaryo: Cao Hamburger, Elena Soarez, Anna Muylaert

Oyuncular:

Linkler:

http://www.imdb.com/title/tt2142055/