Film festivallerde ödüller almış ve Fransa’nın 2012 Oscar adayı seçilmiş. Aslında Fransızlardan Oscar adayı olarak daha iyi film beklerdim. Film yönetmen ve eşinin başından geçen gerçek bir olayı anlatıyor. Senaryoyu birlikte yazmışlar ve baş rolleri de paylaşmışlar. Tabi hal böyle olunca yani bir filmin tanıtımı bu şekilde yapılınca ister istemez filmden bir şeyler bekliyorsunuz.
Ancak film beklentileri karşılamıyor. Film olayı ne dramatize etmiş ne de çok eğlenceli bir şekilde anlatmış. Zaten filmin ilk sahneleri sonunda ne olacağını da size veriyor. Tabi bu gibi durumlarda asıl olay yaşananların verilmesi ancak açıkçası bunlarda bana pek gerçekmiş gibi gelmedi.
Hikayedeki büyük aşkı betimlemek için, karakterlerin adı Romeo ve Jülyet olarak belirlenmiş. Hatta çiftin tanışmasında bu espri bile oluyor. Bu detaylar hızla ilerlerken çiftin bir çocuğu oluyor. Bu arada Romeo ve Jülyet’in sosyal yaşantıları ve yaptıkları iş hakkında hiç bir bilgimiz yok. Eğer bu gerçek bir hikayeyse bu kişilerin oyuncu olduklarında hesaba katarsak bunun verilmesi gerekliymiş gibi geliyor bana, çünkü gerçek hayatta bu kişiler o dönemlerde film çekmişler.
Neyse filmin dışına çıkmayalım. Çocukları doğduğunda ona Adam adını verirler. Burada da bir gönderme yapılarak çocuk hastalığı yenip yeniden doğduğu için bu isim düşünülmüş olabilir. Çocuk iki yaşına geldiğinde, birden kusmaya ve huysuzlanmaya başlar. Derken bir kaç gün içerisinde de yüzünün sol tarafına felç iner. Doktorlar yapılan tetkilerden sonra beyninde kanserli bir ur olduğu görülür.
Çocuğun kurtulma şansı ise yüzde ondur. Fransa’nın en iyi doktoru Adam’ı ameliyat eder. Ameliyat başarılı geçmiştir ancak omuriliğe yakın bir yerde bir parça kalmıştır. İşin kötüsü de ur kontrolsüz bir türdür. Ameliyattan sonra altı sene kadar da kemoterapi görmek zorundadır.
Film dramatik öğeleri çok fazla kullanmamış. Büyük aşk betimlenmeye çalışılmış ancak aşkın üç sene kadar sürdükten sonra bittiğine de yer verilmiş. Onları bir arada tutan Adam’ın hastalığı olmuş. Ancak bu süreci de film etkin bir şekilde verememiş. Çocukları hastayken arada gittikleri partiler (Fransız’lar için belki normaldir) bana tuhaf geldi.
Filmde güzel müzikler kullanılmış. Ancak karakterlerin filmi yarıda kesip şarkı söylemesi, yada anlatmak istediklerini bu şekilde anlatmaya çalışmaları filmin akışını bıçak gibi keserek izleyicinin anlam verememesine sebep olmuş. Film başarılı bir senaryoya sahip yada başarılı bir şekilde kurgulanmış diyemeyeceğim. Bir kaç etkili görüntü dışında görüntü yönetmeni de çok fazla şey yapmamış. Film ortalama bir oyunculuğa sahip. Gerçek bir hikaye olmasıyla öne çıkan bir filmde, yöneten ve oynayanlarda gerçek karakterler olunca keşke kendi isimlerini kullansalarmış daha iyi olurmuş.
Her şeye rağmen dinamik ve akıcı bir film La Guerre Est Déclareée. Fransız sinemasının ortalama yapımlarından biri. Çok şey beklememek gerekir.
Yönetmen: Valérie Donzelli
Senarist: Jérémie Elkaïm, Valérie Donzelli
Oyuncular:
Valérie Donzelli | … |
Juliette
|
|
Jérémie Elkaïm | … |
Roméo Benaïm
|
|
César Desseix | … |
Adam 18 aylık
|
|
Gabriel Elkaïm | … |
Adam 8 yaş
|
|
Brigitte Sy | … |
Claudia
|
|
Elina Löwensohn | … |
Alex
|
Linkler:
http://filmekimi.iksv.org/tr/Filmekimi.asp?day=1&FID=6
http://www.imdb.com/title/tt1931470/
Siz ne düşünüyorsunuz?