
Hayat bir süredir hızlı geçiyor. Aslında sürekli hızlı geçiyor ama bir yerden sonra sanki daha hızlı. Ya da insanların zaman ilerledikçe yapacakları daha çok şey akıllarına geliyor ve bunları yapmak için çabalarken geçen zamanın farkına varmıyorlar.
Şöyle öğrencilik günlerimi hatırlıyorum. Derdim belli, sınıfı geçmek okulu bitirmek. Diğer büyük derdim ise platonik aşklarım. Bir diğerinin ise hiçbir önemi yok. Ah tabi beynimde dolanan hayalleri saymıyorum. Peki sonra ne oldu?
Olması gereken. Mezuniyet, işe atılma. Birdenbire kendine bıraktığın en az sekiz saatin senden uçması. Bu şekilde zamanın hızlı geçmediğini nasıl savunabiliriz ki? Zaten günün üçte birinde yoksun. Kalanın yarısı da güzel bir uyku desen. Tam sınav soruları gibi oldu değil mi? Yani zamanın çabuk geçmesi ve bizim bir an önce yaşlanmamız çok olası. Bunu sadece bireyler için hesapladım. Bir de hayatınız vakit ayırmak zorunlu olduğunuz birileri varsa, bu hesap tamamen karışıyor.
Peki ne yapmalı? Zamanı nasıl durdurmalı? Bunun tek bir cevabı var aslında. Zaman kendine vakit ayırarak durdurulur. Kendinle daha fazla ilgilenerek. Bir eyerden sonra bunu yapmalı. Ve bu yer çokta ge olmamalı.
Ben hep yazar olmak istedim. Herkesin ailesi gibi benim ki de “oku, eline ekmeğini al, sonra yazar olursun” dedi. Yapacak bir şey yok. Hayatın gerçekleri. Bu bir bahane değil elbet ama önünüzde bir rol modeliniz yoksa siz de bir şeyler yapmak konusunda tereddütte kalıyorsunuz. Sonra içinde kaldığınız hengameye biraz daha kapılıyorsunuz. Sonra o hengame sizi biraz daha içine çekiyor. Biraz daha, biraz daha. Daha iyi yaşamak, daha iyi şeyler alıp, daha iyi laflar duymak için. İşte o zaman o saatleriniz de size kalmıyor.
Bir yerde dur demek lazım buna. Hani derler ya work life balance’ı ayarlamak diye. Bunu yapmak gerekiyor. İşte onu yaptığınızda daha keyif alıyorsunuz hayattan. Elbette daha yavaş geçmiyor, en azından emekli olmadığınız ya da para karşılığı çalışmadığınız sürece ama çalıştığınızda da keyif aldığınız işi yapıyorsunuz.
Bir süre bende kendime vakit ayırdım. Uzunca bir süre. Karşılığında bir şeylerin değiştiğini fark ettim. Mesela aşağıda kimsenin bedava istemediği kitaplardan biri çıktı ortaya. ? Mesela bir roman da hazır. Ve diğer şeyler kapıda. Eh hala 8 saatimi öldürüyor muyum? Evet. En azından keyifli ölüyorum son günlerde.
Tavsiye ederim.
Siz ne düşünüyorsunuz?