Kategori: Yeni Zelanda Sineması

  • Turbo Kid

    Malumunuz if İstanbul başladı. Bende kendi çapımda festivalin filmlerinden bir seçki düzenledim ve hayatıma bir aksiyon soktum. İlk izlediğim film ise Turbo Kid. Turbo Kid François Simard, Anouk Whissell, Yoann-Karl Whissell‘ın 2015 yılında çekmiş olduğu garip bir film. Yönetim ekibi aynı zamanda filmin senaryosunu da yazmış. Gerçi üç kişi bu filmi mi çıkarmış demeden edemeyeceğim ama çıkarmışlar. Garip…

  • What We Do In The Shadows / Aylak Vampirler

    Çok ilginç bir film What We Do In The Shadows / Aylak Vampirler. İyimi desem kötü mü desem bilemedim. Yani iki arada bir derede bırakan bir film. Filmin en büyük özelliği kurmaca belgesel (mockumentary) olması. Bu bakımdan filmi kıyaslayacak pek filim yok. Yani kendi çapında bir film. Bir kurmaca belgesel olarak film oldukça başarılı. Filme eklenen…

  • The Hobbit: The Desolation of Smaug

    Hobbit’i arık IMAX’de izlemek görev oldu hal böyle olunca ve Türkiye’de IMAX salon sayısı az olunca yer bulmak biraz zordu. Neyse ki İstanbul’a ikinci bir IMAX salonu açılmış. Kendisi aslında İsatanbul’un bir ucu olan Marmara Park’ta. Tabi ben filmi IMAX 3D izlemek için kıvransam da ilk Hobbit yazımda belirttiğim gibi düşünmüyorum artık. Filmlerin çoğu derinlik…

  • The Lovely Bones / Cennetimden Bakarken

    Aynı zamanda Oscar’a aday olan bir film The Lovely Bones. Yönetmen sevdiğimiz saydığımız artık kötü iş yapmayacağını kabullendiğimiz Peter Jackson. Tabi yapımcılardan biri de Spielberg. Film Alice Sebold‘un aynı adlı kitabından uyarlanmış. Kitabı okumadım ama gerçekten başarılı bir uyarlama olduğu zaten izlerken kendini belli ediyor. Tabi film boyunca bana What Dreams May Come çağrışımı yaptı…