<meta equiv="CONTENT-TYPE" content="text/html; charset=utf-8"> <title></title> <meta name="GENERATOR" content="OpenOffice.org 2.4 (Linux)"> <style type="text/css"> <!-- @page { size: 21cm 29.7cm; margin: 2cm } P { margin-bottom: 0.21cm } --> </style> <p style="margin-bottom: 0cm;"> Karanlık henüz çökmüştü. Kavurucu bir günün ardından sıcak etkisini yitirmiş, ardından esen şiddetli rüzgar sıcaktan kavrulup, tane tane olan toprağı etrafta savuruyordu. Elimde poşetler ardımda yüzü pekte yabancı gelmeyen bir kız arkadaşım. Sürekli bir şeyler anlatmaktayım. Gün yavaş yavaş grileşiyor, cümlelerim arasında bazen onun soluk ayak seslerini duyabiliyordum. Apartmanın kapısından içeriye girdik, poşetler iyice ağırlık yapmış şakaklarımızdan dökülen ter çenemizden sarkmak üzereydi.</p> <p style="margin-bottom: 0cm;"> Anneannemlere yakın oturmalıyım keza içimde onlara yakın olduğum konusunda bazı hisler var. Ama ben İstanbuldayım ve bu benim evim...</p> <p style="margin-bottom: 0cm;"> Merdivenlerden çıktıktan sonra asansöre ulaştık. Burası benim evim olamaz çünkü benim apartmanımda asansör yok. Anahtarı yavaşça kilide sokuyorum ve bir tur çeviriyorum. Evet kilit dönüyor. Koridorda ışıkların çoğu yanmıyor. Tepemde 35 watt bir iğne bacak lamba ortalığı aydınlatırken beynimi pişirircesine ışık yayıyor. Asansörün kapısının açıldığını duyuyorum. Başımı kapıya doğru çevirdiğimde arkamda kalan gökyüzünün iyice karardığını hissediyorum. Asansörden karanlıkta yüzünü seçemediğim biri bana doğru yaklaşıp konuşurken şaşkınlık arasında son iki kelimesini anlayabiliyorum. </p> <ul><li><p style="margin-bottom: 0cm;">Beni tanıdın mı?</p> </li></ul> <p style="margin-bottom: 0cm;"> Sorunun ardından yüzü soluk bir şekilde aydınlanıyor. Evet bu yüzü hatırlıyorum, ama neyden. İnen bir kadın başını yazmasını geriden bağlayacak şekilde kapatmış. Gözlerimle vücudunu süzmek istiyorum ama her yer karanlık. Evet bu yüzü tanıyorum, ama nereden.</p> <ul><li><p style="margin-bottom: 0cm;">Ben annenin akrabasıyım. O senin için tanımaz dedi ama çok ta önemli değil...</p> </li></ul> <ul><li><p style="margin-bottom: 0cm;">A evet teyzesinin kızı olmalısın.</p> </li></ul> <ul><li><p style="margin-bottom: 0cm;">Torunu.</p> </li></ul> <ul><li><p style="margin-bottom: 0cm;">Evet, torunu. Nasıl taşındınız alışabildiniz mi?</p> </li><li><p style="margin-bottom: 0cm;">Taşındık ama pek alışabildiğim söylenemez. Annen burası için iyi güzel demişti ama onu söylememişti.</p> </li><li><p style="margin-bottom: 0cm;">Neyi söylememişti ki, sorun ne?</p> </li><li><p style="margin-bottom: 0cm;">Onlar.</p> </li><li><p style="margin-bottom: 0cm;">Onlar kim?</p> </li><li><p style="margin-bottom: 0cm;">Cinler.</p> </li><li><p style="margin-bottom: 0cm;">A evet bende Birkaç kez gürültülerine rastlamıştım zararları olmaz, boş ver takma.</p> </li><li><p style="margin-bottom: 0cm;">Seslerinden uyuyamıyorum iki gecedir, seni çağırıyorlar birde. </p> </li><li><p style="margin-bottom: 0cm;">Aman bırak çağırsınlar, benim uykum ağır hem duymuyorum bile...</p> </li></ul> <p style="margin-bottom: 0cm;"> Büyük bir sessizlik, büyük bir karanlık. Sanki dünyadan soyutlanmış sadece ikimiz vardık. Ne bir ses ne bir gürültü konuşmamızı bölemiyordu. Taki ben cümlemin sonunda kahkahayı basana kadar. </p> <p style="margin-bottom: 0cm;"> Evimdeyiz. Aydınlığa bakan, tek camın ardında. Kim olduğunu hatırlayamadığım arkadaşım ardımda. Aydınlık, güvercin kanatları ve pisliğiyle dolu. Ona bakıyorum, konuşmuyor. Pür dikkat camdan dışarısını izliyor. </p> <ul><li> <p style="margin-bottom: 0cm;">Su dökmeliyim şuraya birkaç kova, bütün kötülükler burada barınıyor en azından kışa kadar idare etsin.” diyorum. </p><p style="margin-bottom: 0cm;"></p><p style="margin-bottom: 0cm;">Her zamanki gibi cevap vermiyor. Aydınlıktan henüz havanın kararmadığını görüyorum. SU almak için pencereden uzaklaşıyorum...</p> </li></ul> <div class="blogger-post-footer"><img width='1' height='1' src='https://blogger.googleusercontent.com/tracker/8961754569690731801-1734230118163436045?l=kisiseldepresyonanlari.blogspot.com'/></div>
Rüyalar: Cin
—
yazar:
Yorumlar
“Rüyalar: Cin” için 10 yanıt
-
yaf böyle bi rüya görsem kaç gün tırsardım bilemiyorum. okurken bile gerildim. benm de rüyamda bi keresinde çirkin mi çirkin hırpani kılıklı bi kadın benden 49(atıorum rakamı hatırlayamadım şimdi) kilo buğdayın hesabını sormuştu da üç gün uyumaktan tırsar vaziyete gelmiştim. var mıdır peki senin cinlerle uzaktan yakından alakan?:):)
-
vallahi benim rüyalar hep boyle enteresan. eskiden daha sık ve çoktu. gözümü kapasam karşımdaydılar.
tırsacak pek birşey yok canım zaten rüya. uyanıyorsun geçip gidiyor ama bir rüyamı unutmam aynı korku filmlerindeki gibi uyanmıştım :)zaten insanlığın başına öyle birşey gelsin iztemem ama gelecek o da bir gerçek.
Cinler benim kankam, yanlız yaşıyorum ya aslında yaşamıyorum sürekli kalabalık ev bir de ev işlerini yapsalar kirlettikleri kadar 🙂
şaka, şaka. Vakti zmaanında görmedim desem iyi olur her ne kadar inansam da herşeyi bilim ve mantıkla çözme taraftarıyım. öyleyim de bazı şeyleri gördükten sonra bilimin de mantığın da diyor insan 🙂 neyse kimseyi ürkütmeyeyim 🙂
bööö -
elif şafak'ın araf'ında da ömer'in diğer müslüman ev arkadaşı cinlerden dolayı rahat uyuyabilmek için korku filmi izlerken uyurdu hep. onu anımsattın bana da, söylemeden geçmiyim dedim. güzel kitaptır tavsiye olunur bu arada…
-
ya nedense elif şafak'a kanım ısınmadı pek. hiç okumak geçmiyor içimden. uyumak için korku filmi izlemiyorum ama iki günde bir bir bilim kurgu/ fantezi/ korku izlemiyorum değil. aynı zamanda okuyorum da. bu 7 yaşımdan beri devam ediyor. sanki bu tarzlar daha eğlenceli geliyor bana. ama bir gün elim elif şafak'a uzanırsa ilk alacağım kitap araf olur emin ol 🙂
-
hmmmm evet insanın bazen bazı yazarlara kanı ısınmıyor pek ama bence elif şafak'a bi başladın mı diğer kitaplarını da okursun. ben de ilk arafla başlamıştım, şimdi yeniden yeni bi kitap yazsa da okusam die bekliorum. bu arada siyah sütü saymıyorum, şöyle diğer romanları gibi dişe dokunur bişiler yazsın ama…:) ben bu aralar pek film islemiorum ama zaten bayılırdım fantastik kitaplara, philip pullman'ın altın pusula serisine sardım pek fena, tavsiye ederimmmm:):)
-
Pullman'ın serisinden bir kaç kitap okumuştum ama fantezi deyince Neil Gaiman üzerine tanımam tek geçerim. onun hayal gücünün onda biri bende olsa keşke… eh asıl korku manyağı olarak favori adamım Stephen King… Bunlar ağaçkarın kökleri diğerleri dalları yaprakları oluşturuyor. elif şafak konusunda çok düşünceliyim çookk… onun yerine sana Aslı Erdoğan önereyim 🙂
-
hmmm ben pullman'a başta çok önyargılıydım, zira fantastik kitaplar benim için tolkien ya da le guinn'in yazdıklarıdır. ama pullman'ı da başarılı buldum şimdi açık konuşmak gerekirse. ama altın pusula asla bi yüzüklerin efendisinin (zaten bence bu kitabın yerini hiçbir kitap tutamaz) bi yerdeniz serisinin yerini tutamaz bence. Neil Gaiman'ı hiç okumadım ama en kısa zamanda bi göz atarım. Elif Şafak düşündürmesin seni gel beni dinle, Aslı Erdoğan'a gelince kabuk adam favorimdir ama aldığım diğer kitapları açıkçası sarmadı beni. yani elif şafak'ın yazdığı her kitabı yutarcasına okuduğum halde aynı şey aslı erdoğanda olmadı. ama zaten benim elif şafak ve şebnem işigüzel hayranlığımın yerini alabilecek başka yeni-kadın-türk yazar çıkabileceğini zannetmiyorum. :):)
-
valla şebnem işiö güzel pek okumadım, doğruyu söylemek gerekirse favorim olacak türk yazar da pek yok kadını erkeği farketmez 🙂 ama ben sadece koyu bi King hayranıyım. 🙂 Gaiman oku tavsiye ederim mesela Star Dust hatta bunu izleyebilirsin de çok eğlenceli 🙂
-
hmmmm bence haksızlık etme türk yazarlara gerçekten okunması gereken yazarlar var bence aralarında. ihsan oktay anar mesela. en kısa zamanda gaiman'ı edinicem, star dust film mi anime mi?
-
he okunması gereken yok demiyorum zaten hayranı olduğum yok 🙂 iyi işler yapanlar var olmak zorunda da zaten…
Stardust anime değil hatta şurada da yazmıştım 🙂
http://www.kisiseldepresyonanlari.com/2007/12/stardust-yldz-tozu.html (link nasıl veriliyordu :))
Siz ne düşünüyorsunuz?