İkimiz de susacağız,
cümlelerle yeterince yorulduk
yıprandık
artık hissetmeyecek vücudun
varlıkla arasına saklandığım
kimi biliyorsam, yanlış biliyorum. aynadaki yansımam gibi herkes. kendileri gibi görünüp hiç biri kendisi gibi değil. mesela ben bu kadar kel ve göbekli olamam. yanılıyor muyum? bir farkım olmalı…
beklemek
destek olmak
varlık hissetmek
kırbacından öte yaratıcılığın
çemkirmek ise bir taraftan
hayatıma verdiğim yönler, suratıma çarpan soğuk rüzgarlar gibi. her adım beni gerçekliğime daha fazla itiyor tek özendiğim ise barın önünde kendi başına dönüp duran adam. biz ona dans diyoruz ve o ne içerse bende aynısından içmek istiyorum.
Bar, 23.15 salı
aynısından ben de istiyorum
elindeki bitti mi?
aynısı olduğunu düşünmüyorum
yanıma oturduğunda anlamıştım. kelimelerin uzaktan seçiliyordu. aramızdaki mesafe, bir karı kadardı. gözlerinin içine bir karanlık çökmüştü. ilk kez bu kadar ölü görmüştüm seni. son kez gördüğümde ise, beyaz bir kefen vardı üzerinde. bembeyazdın. sen yükselirken, iki elinin yana salındığını fark edebiliyordum. örtünün içinden çıkacak gibiydin. kıpırdanman üzerine bırakılmış bıçağı hareket ettirmiş, bıçak yükselen vücudundan sıyrılarak, yere doğru düşmeye başlamıştı.
Sokak 00.45, çarşamba
abi bi ekmek parası, çok açım be abi
şarap almayacağına emin misin?
abi o zaman bi de şarap parası
gülmeyi bilmiyorum. dudaklarım yanaklarıma yakın yöne doğru çekildiği zaman neye benzediğim hakkında korkulara kapılıyorum. ayna karşısına geçmemin tek sebebi bu herhalde. insanların gülmelerini taklit etmek. taklit konusunda başarılıyım. buna eminim. bazen kendimi bukalemun olarak hissediyorum. insanları taklit ediyorum. ve en büyük acım ben olamam.
bir oyun oynayalım
durana dek…
Siz ne düşünüyorsunuz?