Enemy

2013 yapımı filmin yönetmen koltuğunda Denis Villeneuve var. Kendisini aynı seneye sıkıştırdığı Prisoners / Tutsak ile tanımış fena bir adam olmadığı konusunda kendimi telkinlemiştim. Şimdi ise izlediğim diğer filminden farklı bir filmle çıkıyor karşımıza. Filmi izlerken sanki bir an için filmi David Lynch’in çekmiş olabileceği kanısına kapıldım. Tarz olarak ona benzemekle beraber, işleniş ve hikaye gelişimi açısından farklılık barındırıyordu. Lynch karakterler hakkında biraz fazla bilgi verirken, anlatımında tam anlamıyla bir kaos ve festival havası vardı. Ancak Denis Villeneuve’nin Enemy filmi için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Hikaye çok sığ ve yavaş ilerliyordu. Bu da zaten göndermelerle dolu filmin izlenilmesini zorlaştırıyordu.

Nobel Edebiyat Ödülülü Portekizli yazar José Saramago’nun aynı isimli kitabından uyarlanmış. Yazarın bir başka romanının uyarlanmış hali olan Blindness – Körlük‘ten de oldukça keyif almıştım. Sanırım yazarın kitaplarını okumanın vakti geldi. Enemy’nin hikayesi de oldukça başarılı.

Öncelikle belirtmeliyim ki film hakkında çok ayrıntıya girebilirim çünkü çok fazla nokta içeriyor. Ancak kısaca özetlemek gerekirse film üniversitedeki bir tarih öğretmeninin başından geçen olayları anlatıyor. Adam işten eve evden işe gidip gelen biridir. Yaptığı tek şey sadece evde oturmaktır. Bu sıkıcı hayatına birde sevgili eklemiştir. Bir gün bir arkadaşının ısrarı ile bir film kiralar ve izler. Filmde gördüğü bir bir dublör kendisine tıpatıp benzemektedir. Adam kendisine tıpatıp benzeyen bu adamın tüm filmlerini izler ve onu araştırmaya başlar. Benzerlik onu da şaşırtmıştır. Adamın adı Anthony’dir ve hamile bir karısı vardır. bu benzerliğin sebebini çözmeye çalışır.

Film “Kaos, henüz anlaşılamamış bir düzendir” diyerek film başlıyor ve aslında bu cümle üzerine kurgulanıyor film. Tam anlamıyla bir kaos mevcut filmde. Filmin ilk dakikasında aslında filmin kalanı ile ilgili ip uçları veriliyor. Girişte Adam’ın annesinin yaptığı telefon görüşmesi yeni evi ve o şekilde nasıl yaşadığı sorusu filmin soru işaretini bir nebze olsun aydınlatıyor. Akabinde gelen özel parti sahnesi ve kişiye özek anahtarla açılan kilit aslında ana karakterin bilinç altının nasıl açıldığının ikinci karakterin nasıl doğduğunun bir göstergesi. Burada karşımıza çıkan örümcekte aslında bir yerde Adam’ın korkularına takın oluyoruz. Burada örümceğin bir kadın tarafından topluklu ayakkabı ile ezilmesi Adam’ı rahatlatırken, ilerleyen bölümlerde bu korkunun karısı Helen’e yaptığı haksızlık yüzünden olduğunu görüyoruz. Finalde Helen’in ortadan kaybolup örümceğin geri gelmesi ile zaten durum özetlenmiş oluyor.

Aslında filmde hikayeyi yakalamak için en etkili nokta bu örümcek ve çilek hikayeleri. Farklı görünen örümcek hikayesi akılda kalırken sıradan bir diyalogmuş gibi görünen yaban mersini suyu diyaloğu aslında kilidi çözüyor. Bu dakikadan sonra tam anlamıyla aslında iki karakterin tek bir karakter olduğunu anlıyoruz.

İki karakterin birbirinin yerine geçmesi, Anthony ve Mary’nin kazada öldükten sonra Adam’ın radyoda haberi kapatıp hayatına devam etmesi aslında diğer alt kimlikten kurtulduğunu belirtiyor bize. Ancak burada hangi karakterin yaşadığına dair bir ip ucu gelmiyor.

Bu dakikada filmin ilk dakikalarındaki cümleyi hatırlamakta fayda var.   “Kaos, henüz anlaşılamamış bir düzendir. ve aslında film şu şekilde kurgulanmaktadır. Adam karısını aldatmaktadır ve onunla bir kaçamakta kaza geçirir. Bu dakikan sonra bir alt karakter oluşturur benliğinde. Bu karakterlerden biri hovarda bir oyuncudur. İyi ve kötü karakter arasında bir çatışma yaşamaktadır.

Film özetle böyle. İzlenmesi ve kafa patlatılması gereken başarılı bir film. Ancak film biraz daha aksiyon içerseydi biraz daha hareketlendirilseydi daha dikkat çeken, izlenmesi daha kolay bir film olurdu ve daha fazla ses getirirdi. Bu haliyle ne oldu ne olacak derken Adam’ın bunalımı sizi de iyice sıkıyor ve nedense filmin içine girmekte zorlanıyorsunuz.

Bunun haricinde filmin yönetim olarak oldukça başarılı. Oyunculuklar da takdir edilir şekilde. Jake Gyllenhaal iyi bir performans sergilemiş. Filmin müzikleri de aynı şekilde filmi destekliyor. Kısacası iyi bir film var karşımızda. Tabi meraklıları için. Biraz aksiyon bekliyorsanız bu filmde bulamazsınız.

Yönetmen: Denis Villeneuve

Senaryo: José SaramagoJavier Gullón

Oyuncular:

Jake Gyllenhaal
Adam + Anthony
Mélanie Laurent
Mary
Sarah Gadon
Helen
Isabella Rossellini
Anne
Joshua Peace
Öğretmen

Linkler:

http://www.imdb.com/title/tt2316411/