Yaklaşık üç aydır zevk aldığım şeyleri yapmadığımı fark ettim. Bunlar; kitap okumak, sinemaya girmek ya da DVD film izlemek gibi şeyler. Son günlerde ise sadece bir şarkıya takılıp sürekli onu dinlemek gibi bir hastalıkla baş başayım. Bu bir hastalık mı bilmiyorum ama kendimden kurtulduğum anlarda aslında bu şarkıları da dinlemediğimi görüyorum. Başıma gelen bu gibi “karışık” olaylar, aslında buruşturup atılacak sayfaların varolacağına delalet. Neyse ki artık evimde dönüştürülebilir atıkların atıldığı yeşil bir çöp kutum var. Ağaçlar için acımamalıyım.
Bir hafta boyunca üzerinde ismim yazılı sayfalardan oluşan mavi kaplı defterime bir şeyler karaladım. Bir arkadaşımın yazım evresinde olduğumu söylemesi üzerine yaptığım bir girişimdi bu. Ona göre saçma sapanda olsa bir şeyler karalamalıydım, en sonunda güzel bir şeyler çıkacaktı ortaya. Aslında hiçte öyle olmadı, bir hafta sonunda yazdıklarıma baktığımda, çizmeyi bile beceremediğim birkaç resim, ve yazımın berbatlığından okuyamadığım birkaç karalama vardı ve o saatten sonra sırf yazım için aldığım sekiz renkten oluşan neon renk jel kalemlerin hepsini kırarak çöpe attım. Evet bu sahneyi bir yerde okumuştum. Bir birey olmayı beceremediğim zaman hep sevdiğim roman karakterline bürünüyordum. Bu yüzden bazen internetteki sitelerin üyelik kısımlarındaki cinsiyet bölümünü boş bırakıyordum.
resim: http://www.aoianime.hu/
Siz ne düşünüyorsunuz?