Ben bu filmi daha önce neden yazmadım bilmiyorum. Sanıyorum diğer filmler arasına kaynadı. Aslında yazdığımı düşünüyordum ama blogda aradığımda bulamadım. Haliyle bulamayınca da şaşırdım. Yazdığımdan o kadar emindim ki. Neyse sonuçta son dönem yapay zeka filmleri üzerinde aklımda kalan sayılı filmlerden biri olarak Automata nin üzerinden bir kez daha geçmeye ve onu bloga eklemeye kadar verdim.
Filmin yönetmeni Gabe Ibáñez bu yönetmenin izlediğim ilk filmi. Kendisinin bu üçüncü filmi olmakla birlikte yapımlarda genelde özel efekt sorumlusu olarak yer aldığını görüyoruz. Hal böyleyken filmdeki görsel efektlerin de sırıtmadığını söylemem lazım. Pek çok anlamda filmi başarılı buldum. Aslında anlatmak istediğini anlatmış ama sanki bir polisiye edasıyla başlayan ve ilerleyen filmin temposunun bu kadar düşük olmaması gerekliydi.
Tabi filmin bütçesi de devasa değil. Şöyle alengirli görsellikten çok barındırdığı felsefe ile var olmaya çalışmış. Tabi işin içinde robot ve bir de felsefe varsa Asimov’un yasalarına da değinmeden olmuyor. Bu film de bu yasalar etrafında dönerken filmin kurgusuna da güzelce yedirilmiş.
Konuyu kısaca özetlersek, robotlar artık insan zekası seviyesine çıkmış hatta geçmiştir. Kendi kendini yok eden insanoğlu kendilerinden daha zeki bu varlıkları da tehdit olarak görmeye başlamıştır. Bunu da robotların yazılımlarına kısıtlama koyarak yapmaktadırlar. Bu kısıtlamalarda da en büyük pay Asimov yasalarıdır. Ancak düşünebilen robotlar ilk yasa olan insanlara zarar vermeme yasasına uyarken robotlar ikinci yasaya uymaz. Bu yasayı hatırlatmak gerekirse; Bir robot, birinci kuralla çelişmediği sürece bir insanın emirlerine uymak zorundadır. Filmde robotlar için bu yasaya dayandırılan en büyük kural ise kendi kendilerini tamir etmemeleridir. Ancak düşünen ve zekileşen robotlar bu kuralı dinlemez ve kendilerini gizli gizli onarmaya başlar.
Jacq Vaucan ise bu robotları araştıran robot üreten bir şirkette çalışan bir araştırmacıdır. Robotların insanlara zarar verdiği ihbarları üzerine gidip robotları kontrol etmektedir. Kendini tamir eden robot haberi alınca bu olayın üzerine gider. Araştırma yapınca yolu yasak bölgeye kadar gider. Bu bölgede insanların robotlardan korunması amacıyla büyük bir duvar dikilmiştir. Diğer tarafta da robotlar yaşamaktadır. Jacq yasak bölgeye kaçan bir robotu görünce onu takip eder. Bu bölgeye geçince insanlar tarafından üstüne ateş açılınca geri döner. Ancak meraklanmaya başlamıştır. Robotların yazılımlarının değiştirildiğini düşünmektedir. Bu konu ile ilgili araştırma yapmaya başalar ve bir kaç yasa dışı iş yapan kişi ile görüşür. Ancak bu görüşmeler birilerini kızdırmıştır ve görüştükleri kişiler öldürülür kendisi de arananlar arasına girer. Bir robot kaçmasına yardım eder ama onu insanların yaşadığı bu bölgeden çıkararak yasak bölgeye sokar.
Jacq her ne kadar geri dönmek istese de robotlar geri dönmezler ve onu korumak için her şeyi yaparlar. Gittikleri yer ise bütün robotların buluştukları yerdir. Aslında bu şekilde Jacq robotların yazımını değiştiren kişiyi de bulabilecektir.
Uzun bir yolculuktan sonra gidecekleri yere varırlar. Karşısında bir insan bulmayı beklerken Jacq bir robotla karşılaşır. Bu robot insan zekasını geçen ilk robottur. Artık öyle bir bilgi seviyesine gelmişlerdir ki insanoğlunun bunu anlaması imkasızdır. Aslında insanlara saldırmak gibi de bir amaçları yoktur. Çünkü insan ırkının kendi kendini yok edecektir. Tabi bu arada Jacq’ın patronu da onun peşine düşmüştür. Aslında bütün sorunların kaynağı insanlar ve onların hırslarıdır.
Filmin güzel bir konusu var. Ancak işleniş biçimi yavaş ve zaman zaman sıkıcı. Bu da puanının düşmesine sebep olmuş. Ancak yavaş işlenen hikaye ayaklarının üzerine sağlam basmış. Muhtemel bir devam filminde karşımıza iyi şeyler çıkabilir ancak sanıyorum şu an için öyle bir düşünce yok. Bu sırada filmin havada bırakılan sonu düşünmemiz için iyi olmuş.
Ben filmi sevdim. Evet şöyle aksiyonu bol, ya da yapay zeka muadilleri gibi bir şey bekliyorsanız hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. Bu arada filmin mekanlarını, görsellerini beğendiğimi söylemeliyim. Oyunculuklar genel anlamda iyiydi. Antonio Banderas‘da fena durmamış filmde.
Yönetmen: Gabe Ibáñez
Senaryo: Gabe Ibáñez, Igor Legarreta, Javier Sánchez Donate
Oyuncular:
Antonio Banderas | … |
Jacq Vaucan
|
|
Dylan McDermott | … |
Sean Wallace
|
|
Melanie Griffith | … |
Duprè
|
|
Birgitte Hjort Sørensen | … |
Rachel Vaucan
|
|
Robert Forster | … |
Robert Bold
|
Linkler:
Siz ne düşünüyorsunuz?